h Dolar 32,6026 % 0.39
h Euro 34,8080 % 0.39
h Çeyrek Altın 4.275,00 %-0,07
h BIST100 9.481,58 %-0,45
a İmsak Vakti 02:00
Karaman 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER
Nevdet Ortauğurlu

Nevdet Ortauğurlu

18 Nisan 2024 Perşembe

Taşkaleli öğrenci çoban

Taşkaleli öğrenci çoban
4

BEĞENDİM

ABONE OL

Taşkale de kış aylarında öğrencilerin boynunu borcu haline gelmiş , zorunlu faaliyetleri vardır;

Bunlardan birisi de koyun otlatmak; bizim zamanımızda her evde yaklaşık yüz yüzelli küçükbaş hayvan bulunur, kış aylarında yetmişli seksenli yıllarda yaklaşık yarım metre kar yağar, karlar biraz erimeye başladığında ise hayvanlar meralara otlatılmaya götürülüyordu, hafta içi okula gidilir, hafta sonu ise bütün çocuklar koyun otlatmaya zorunlu giderler sabahın erken saatinde kalkılır ayazda anne ve babamızın sobada ısıtarak sıktığı peynirli soğanlı sıkmalar hazırlanır .Babamızın ve dedemizin kullanmadığı cebleri delik ve yama yapılmış gocuğun ceplerine önceden hazırlanmış cevizli,toz şekerli dibekte dövülmüş kepekleri ceplere doldurarak koyunları ahırlardan çıkararak diğer arkadaşlar ile sıra sıra yollara düşerdik, köy o zamanlar nüfusu kalabalık olduğu için köyden Kebenden, Sekemekten, karşı yakadan ve gedikten çıkılırdı. hangi merade bölgede daha çok ot olduğunu tahmin ederek oralara yönlenirdik, genelde kuzey taraflar karla kaplı olduğundan güney tarafata koyunları otlatırdık ama bizim iki seçeneğimiz vardı daşlıktan gidenler gedik köprüsüne vardığımızda yol ayrımı vardı yayla ve kır tarafa gitmeye karar verirdik;

YANIMIZDA SU TAŞIMAZDIK

Karlar yeni erimeye başladığı için hayvanlar ot bulabilmek için hiç yerinde durmaz koşuştururlar o yüzden bizlerde sürekli ayakta durmak zorunda kalırdık,yanımızda su taşımazdık çünkü kış ayları olduğunuzdan su ihtiyacımızı doğal yollardan karşılamak zorundaydık say kayaların üzerinde oluşmuş çukurlarda biriken kar sularını koyun ve keçilerle çoğu zaman beraber içerdik. derin bir çanak olmadığı için yere uzanmak zorundaydık, bazen su yüzeyleri buz tutardı bu şekilde içilen su bize çok lezzetli geliyordu;belkide bizimle birlikte kaç tane sürüngen ve ayaklı hayvan bu sulardan içtiği için onların dudak ağız kokuları vardı ,Allahın hikmeti bir yerde buluşturuyor.

YEMEKLERİMİZ KEPEK VE SIKMAYDI

Yemeklerimizi ise gocuğumuzun bir cebine doldurduğumuz kepek ile öbür cebimize koyduğumuz sıkmalar ile sağlıyorduk ,en büyük zevkimiz ise meralarda sadece karaçalı dediğimiz kurumuş küçük çalıları toplar hem ısınır ,ısınırdık çünkü kar soğuğu ellerimizi ,yüzümüzü buruşturur ve yakardı hemde sıkmalarımızı ısıtarak çıtır çıtır gevreterek yerdik o kadar lezzetli olurdu ki o kadar güzel kokardı ki,birkaç tane birden yerdik ama hala canımız çekerdi .

Akşama kadar koyunların peşinde koşardık hava kararmaya başladığında,koyunları toparlayarak tekrar köye dönerdik ve hayvanları samanla , biraz arpa biraz küspe ile beslerdik sabah olduğunda tekrar yaylaya çıkardık , çobanlık bir kış boyunca devam eder ,bizler ise o soğuk , karlı havalarda çok üşürdük bazen lastik ayakkabılarımız kar suları ile ıslanırdı , bereket ki üst üste iki yün çorap giyerdik ancak ıslandığı zaman kurutmak için büyük zahmet çekiyorduk eve geldiğimizde akşam çorapları çıkardığımızda ayaklarımız morarmış oluyordu sobaya karışı tutarak ısıtmak zorunda kalıyorduk, bütün bu işlerin ardından bol patatesli ve yanında soğan ile akşam yemeğini sulu pilav ,ortada bir tencere çevresinde altı kadeş anne baba aynı tencereye hucum ederek karnımızı doyuruyorduk ve arkasından güzine sobada patates kebabı ile çaydan sonra okul hazırlıklarını yaparak bütün kardeşler ile aynı odada yer yatağında yatarak rüyalara dalardık.

Bütün bunlar Taşkale ve çevre köylerde yaşayan öğrencilerin yaşadıkları bir ortak durum bu öğrenciler ne zaman derse çalışır, kitap okur,sosyal faaliyette bulunur tahmin edin köy çocukları kime emanet.?

Nevdet Ortauğurlu
ibrala.com