Bağışıklık sisteminin ‘nükleer yakıtı’ diyorlar! Her gün…

Her kahvaltıda kesinlikle bağışıklık sistemini güçlendiren süt ve süt eserleri, yumurta, bal ya da pekmez üzere azıkların bulundurulmasını öneren Özkaya, bunların yanında C vitamini ve protein yüklü eserlerin de tüketilmesini tavsiye etti.

C vitamini eksikliğinde vücudumuzda neler olur?

Biber, turunçgiller ve kuşburnunun da C vitamini kaynağı olduğuna dikkati çeken Özkaya, şöyle devam etti: “İmmün sistem için çok değerli iki başlık, C vitamini ve protein. C vitamini vücuttan zararlı hususların atılmasını sağlar, savunma sistemini güçlendirir. C vitamini kaybını önlemek için sebzeler ve meyveler tüketilmeden derhal evvel hazırlanmalıdır. C vitamini eksikliğinde bağışıklık sistemi, diş eti iltihabı ve kolay morarma üzere belirtiler ortaya çıkar.

Bal ve pekmezin yararları nelerdir?

İmmün sistemi için nükleer yakıt, bal yahut pekmezdir. Demir, kalsiyum, fosfat, sodyum, klorür, potasyum, magnezyum üzere minerallerden oluşan bal ve pekmez B1, B2, B3, B5, B6 vitaminleri açısından epey güçlü bir besin kaynağıdır ve bu yüzden de güçlü antiseptik, antibakteriyel özelliği vardır. “

Yerinde seviyede protein almak koşul

Özkaya, güçlü bir bağışıklık sistemi ile sağlıklı büyüme ve gelişme için proteinlerin kıymetine işaret ederek, “Günlük beslenmede yerinde ölçüde protein almak güçlü bağışıklık için birinci koşuldur. Münhasıran et ve yumurta üzere biyolojik pahası yüksek proteinleri tüketmek hayli değerlidir. Evlatlarımızın kahvaltısına yumurtayı bir gün omlet, bir gün pankek, bir gün haşlanmış, bir gün menemen üzere çeşitli formlarda ekleyebiliriz” diye konuştu.

Kahvaltı sonrası bu hareketleri yapın

Ebeveynlerin evlatlarıyla fizikî aktivitelerde bulunarak hem kilo almayı engelleyebileceğini hem de kaliteli hengam geçireceğini anlatan Özkaya, şunları kaydetti: Toplumsal izolasyon sağlayarak konutlarında kalan aileler, kahvaltı sonrasında kültür fizik hareketleri yapabilir. Ayakta durup beli ikişer ya da üçer sefer sağa sola döndürmek, diz kapakları sabit formda eğilerek elleri ayak parmaklarına değdirmeye çalışmak üzere kültür fizik hareketleri sabah sporu için kâfi olacaktır. Bunların yanında zumba yahut müzik açıp dans da edilebilir. Bu sayede bir yandan eğlenirken öbür bir yandan da spor yapmış oluruz.”

Doç.Dr. İsmail Özkaya; 1-3 yaşın 1,3 litre, 4-8 yaşın 1,4 litre, 9-13 yaşın 2 litre, 14-18 yaşın ise günde en az 2 ya da 3 litre su tüketmesi gerektiğini kelamlarına ekledi.