Taşkale’nin sit alanı ilan edilerek yok olmasının şokunu atlatmadan Mermer ocaklarının geri dönülemez bir şekilde verdiği talanlar yüzünden bir kez daha şok olmuştur.
Tabiatını ,Doğasını hoyratça kullanan ve değerini bilmeyen hemde kamu eliyle yok olması için çaba harcayan bir millet varmıdır acaba ?
Aşağıda sıraladığım kültür varlıklarını koruyamadığımız gibi insan eliyle yapılmamış doğamızı da talan ediyoruz hemde devlet eliyle teşvikler vererek yöre halkının bütün itirazlarına haykırışlarına rağmen masa başında karar verilen raporlara dayanarak yapılan maden işletmelerinin yöreye ne kadar zarar vereceğini ve yöre halkının atalarından kalan topraklarını terk ederek büyükşehirlerin varoşlarında yaşamaya mahkum edilmesine sebep verileceği bile bile ;
Köyümde faaliyet gösteren Mermer ocaklarına karşı köylü büyük bir imza kampanyası başlatarak isyanlarını dile getirmektedirler bu isyanı bütün yetkililerin kulak vererek sorunu çözmeleri gerekmektedir.
Taşkale (Kızıllar) Karaman kent merkezine 46 km uzaklıkta yer almaktadır Taşkale’nin batısında Yeşildere Kuzeybatısında Karaman il merkezi güneyde Mut ve Silifke ilçeleri Doğu ucun da ayrancı ve Bolkar Dağları bulunmaktadır. M.Ö 2.ve 3. yüzyıllara inmektedir. Taşkalenin tarihi; Firigler, Geç Roma Erken Hristiyanlık ve Bizans dönemlerine ait izler taşımaktadır. Taşkale ye Selçuklu , Karamanoğulları Beyliği ve Osmanlılar hakim olmuştur, Karamandan Rumeli ye gönderilen Türkmen ve Yörük grupları bulunmaktadır Taşkale’nin eski adının kızıllar olması,halkının giyim. kuşam ve geleneksel etkinlikleri(geleneksel halk tiyatrosu ve seyirlik oyunları)dokunmakta olan kızıllar halısı yörede konar göçer bir aşiretin iskan edildiği ispatlanmaktadır Osmanlı imparatorluğunun iskan politikaları uyarınca yerleştirilmiş Türkmen Yörüklerinden’dir Atatürk ün Anne soyu (Konyarlar) ve Baba tarafından(kocacık yörükleri) soyu Taşkale Çevresinden Rumeli ye gitmişlerdir;Bu nedenle Taşkale aynı zamanda Atatürk’ün Ata Yurdu olarak bilinmektedir.
Taşkale çekici özelliği olan turizm kollarına sahiptir; Doğal tahıl ambarları (TAŞ ambarlar)40 m yüksekliğinde 251 taş ambar mevcuttur 165 m uzunluğu olan ambarların derinlikleri ise 5-10 m yi bulmaktadır. Bu ambarların bir kısmı ilkçağdan kalsa da Bizans Selçuklu ve osmanlı dönemlerinde kaldığı sanılmaktadır ambarlar şu anda mahsul depolanmaktadır. Mahsullerde 50 yılda ancak %5 unlanma görülmüştür.
Dünyanın insan eliyle oluşturulmuş en büyük mağaralarından olan Manazan mağarası üç katlı bir mağara sistemidir; mağaranın içerisine oyulmuş galeriler ve odalar mevcuttur mağara katları ise giriş kat , Kumkale at meydanı tahrip edilmiş son kat olan ölü meydanında duvarlara gömülmüş (doğal Mumya)100-150 ceset çıkarılmıştır. Bu cesetlerden sağlam durumda olan genç bir kadının cesedi karaman müzesi teşhir salonunda bulunmaktadır. oluşmaktadır. erken Hristiyanlık ve Bizans dönemlerine ait olduğunu ispatlayan ön cephede bir Şapel bulunmaktadır.
İcesu deresi kenarında birbirinden 350 uzakta incesu ve Asarin mağaraları bulunmaktadır İncesu 1356 mt Asarin ise 750 mt uzunluğunda dır. Mağaraların içerisinde sarkıt-dikit,göl ve traverten havuzları bulunur mağaralarda kültür mantarcılığı ve peynir depolanması için uygun şartlara sahiptir ayrıca astım bronşit gibi solunum yolları hastalıklarında tedavi edici olduğu bilinmektedir.
Taşkale yukarıda ayrıntılı olarak yazmaya çalıştığım Kültür varlıklar Tabiat varlıkları , Sit Alanı tarihi ve otantik özellikleri dolayı 1. derecede kentsel Sit, Arkeolojik Sit, Doğal Sit unsurları ile önemli turizm potansiyellerine sahip olan Taşkale Sit Alanı (doğal ekolojik veya kültürel değerlerden dolayı koruma altına alınan imara yapılaşmaya kapalı yerlerdir)olarak tescillenmiş bir bölge olarak kaderine terk edilmiştir. şimdiye kadar ne bir Arkeolojik kazı Yapılmış ne de korumu altına alınmıştır. ne de köy halkı Sit alanı konusunda bilinçlendirilmiştir.bu tür yerlere köy halkının kullanımına yasak olduğu için kaderine terk edilerek yıkılmış harabe durumdadır bu gibi yerler insanlığın malıdır gelecek nesillere aktarmak zorundayız. Sit alanı ilan etmek demek çürümeye terk etmek ,yağmalamaya terk etmek değildir. Bu sadece bir bölgeye ve yöreye has değildir genel bir hastalığımızdır. tarihimize kültürümüze sahip olamıyoruz.koruma adı altında tarihimizi yangına ,talana tarihin çöplüğüne atıyoruz bir an evvel bilimsel çalışmalar yaparak gerçek anlamda koruma altına alarak insanlığın hizmetine sunmalıyız.
Sözün özü bu imza kampanyasını bilinçli ,sürdürebilir, sonuç odaklı ,stratejik bir şekilde sürdürülmesi amacın sadece doğamızın ve kültürümüzün yok olmaması için yapıldığını başarıya ulaşana kadar devam edeceğini insanlara güven vererek destek istenilmese gerekmektedir.
NEVDET ORTAUĞURLU
Karaman’da suç makinası yakalandı!