h Dolar 32,5143 % -0.1
h Euro 34,8099 % -0.1
h Çeyrek Altın 4.060,00 %-1,01
h BIST100 9.680,17 %0,36
a İmsak Vakti 02:00
Karaman 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER

Çernobil, Orman Yangınları ve Şeffaflık

Karaman Esnaf Destek KARAMAN HABER WHATSAPP KANAL
Karaman Esnaf Destek KARAMAN HABER WHATSAPP KANAL

Geçtiğimiz günlerde mini fakat çok etkileyici bir dizi izledim. Dizinin ismi Çernobil.
Yaşı bizden biraz daha büyük olan hemen herkesin ismini duyduğunda az da olsa irkildiği, insanımızın radyasyon ve kanser tehdidi ile yüzleşmek zorunda kaldığı, Karadeniz’in karşı kıyılarında yaşanan nükleer facianın 5 bölümlük belgeseli.
Sonuçları ile birlikte değerlendirildiğinde Çernobil’de patlayan şeyin sadece nükleer reaktör değil, Sovyetlerin kendine özgü dışa kapalı yönetim sistemi olduğunu da gözler önüne seren belgeselde en çarpıcı şekilde işlenen detaylardan birisi, şeffaflıktan uzak yürütülen halkla ilişkiler çalışmaları.
Koca bir ülkenin ve milyonlarca insanın başına gelen bu felaketi görmezden gelmeye ya da önemsiz bir hadiseymiş gibi göstermeye çalışan bir yönetim. Soğuk savaş yaşamakta olduğu ülkelere karşı rezil olma endişesi ile yangının boyutunu ve patlamayı titizlikle saklama çabaları, zamanında yapılmayan tahliyeler, sonrasında reddedilen yardım teklifleri ve yönetilemeyen bir kriz..
Sonuç? Büyük bir felaket..
Peki sonra ne oldu? Çernobil faciasından sonra toplumda yaşanan infialin ardından Sovyet toplumunda devlete ve yöneticilere yönelik oluşan güven kaybını oradan kaldırmak, güveni yeniden tesis etmek, fikir ve ifade özgürlüğüne daha fazla alan açmak için “Şeffaflık” adı verilen bir politika uygulanmaya başlandı. Bundan sonrası siyaset biliminin ve siyasal tarihin ilgi alanına girer. Biz dönelim bugüne..
Ülkemiz son dönemlerde ciddi anlamda sıkıntılı süreçlerden geçiyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık, insanlık için tehdit unsuru olmaya devam ederken, son günlerde karşı karşıya kaldığımız, yurdun dört bir yanında baş gösteren yangın felaketi salgın hastalığı bile unutturdu tam manasıyla. Karşılaştığımız manzara gerçekten tüyler ürpertici. Sadece ormanlarımız değil, bütün bir ekosistem yok oluyor. Bu üzücü tablonun yanında, toplumsal ayrışma adını verebileceğimiz başka bir üzücü tablo daha var ki; yangından çok daha büyük hasar bırakacak cinsten. Millet olarak en fazla kenetlenmemiz gereken günler bu günler. Ormanlık alanlarda ikamet eden insanlarımız dev alev dalgaları karşısında çaresiz kalıyor. Kendi canlarını kurtarsalar hayvanları kalıyor, evleri kalıyor, ekinleri kalıyor, bahçeleri kalıyor.. İnsanlar litrelik şişelerle bile olsa yangını söndürmeye koşuyor. Kadınlar Şerife Bacı’nın cepheye mermi taşıdığı gibi su dolu bidon taşıyor, hortum taşıyor. Diğer şehirlerden yardım tırları yangın bölgelerine akın ediyor, insanımız yardım etme yarışına giriyor. Bize yakışan bu. Bize yakışmayan ise, özellikle sosyal medyada yaşanan toplumsal ayrışma, tehlikeli kutuplaşma. Bunu isteyen, bunu hedefleyen odakların varlığı zaten tartışılmaz. Peki ama sağduyu göstermesi, toplumu teskin etmesi gereken kesimler neden bu odakların değirmenine su taşıyor? Ve neden müthiş bir bilgi kirliliği var?
İnsanlara hem yangınla hem de yangınla mücadele ile ilgili gerekli ve gerçekçi açıklamaları yapması gereken yetkililer ne yapıyor? Kamuoyunun merak ettiği sorular neden karşılıksız kalıyor? Yangın felaketi başlayalı neredeyse 10 gün oldu. Bu yangınlar nasıl çıktı? Dikkatsizlik mi, küresel ısınmanın bir sonucu mu yoksa terör saldırısı mı? Terör saldırısı ise yakalanan ya da belirlenen terörist var mı? Bizim yangın söndürme uçağımız var mı yok mu? THK ile ilgili sorun ne? Yabancı devletlerden yardım talep ediyor muyuz, bazı yardım tekliflerini ret mi ediyoruz? Türk silahlı kuvvetleri yangın söndürme çalışmalarına katılmıyor mu? Orman yangınına müdahale öncelikle belediyelerin işi mi? Yangınla boğuşan belediyeler arasında iktidar / muhalefet ayrımı mı yapılıyor?
Cevaplanmayan sorular arttıkça, insanların merak ettiği sorular en doğru bilgilerle ve en şeffaf şekilde yanıt bulmadıkça bilgi kirliliği artıyor, enformasyon boşluğunu şer odakları dolduruyor, dedikodu ve fitne kazanı kaynıyor.
Yanan ormanları yeniden kurarız. Harap olan evleri, ahırları yeniden yaparız. Hayvanları yeniden yetiştiririz. Hepsi mümkün. Peki ya biz, biz olmaktan çıkarsak, millet olma özelliğimizi kaybedersek o zaman ne yaparız?

Sağlıcakla..

Av.Ramazan ERYİĞİT

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Karaman’da Türk Dünyası Şöleni

Karaman Haber Cep telefonu Uygulaması Karaman Haber Cep telefonu Uygulaması Karaman Facebook Grubu Karaman İnstagram

HIZLI YORUM YAP

Karaman Telegram