Cumhuriyet Halk Partisi Karaman İl Başkanlığı 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Cumhuriyet Parkı’nda bir basın açıklaması düzenledi.
CHP Karaman İl Başkanı Mustafa Cem Kağnıcı yaptığı açıklamada: ” 14 Mart 1827 tarihinde Tıp-hane-i Amire ve Cerrahi-hane-i Amire’nin kuruluşu Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilmekte ve bu tarih Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır.
İnsanın temel haklarından biri olan sağlıklı yaşam hakkı, nitelikli bir toplumun en önemli unsurudur. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturunca tüm bireylerin kaliteli sağlık hizmetlerinden yararlanması, insan sağlığının korunması ve mevcut sağlık sorunlarının giderilmesi insanlığın ve tüm toplumların en önemli hedefidir. Sağlık hizmetlerinin arzu edilen en üst seviyeye çıkartılmasında ve sağlıklı bir gelecek tesis edilmesinde yeni yapılanmaların yanında özellikle hekimlerimize ve tüm sağlık personellerine büyük sorumluluk ve görevler düşmektedir.
“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözüyle Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün güven ve takdirini kazanmış değerli hekimlerimizin ve her düzeydeki sağlık çalışanlarımızın, en temel insan hakkı olan yaşama hakkının korunmasında ve bu hakkı kullanmamızda gösterdikleri titiz ve insanüstü gayretleri her türlü övgünün üzerindedir. Nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunmak amacıyla tüm sağlık çalışanlarımızın büyük bir azim ve özveriyle hizmet ettiklerine yürekten inanıyoruz.
2020 yılında ve sonrasında salgın süreci ile sağlık çalışanlarımızın üzerlerine düşen yük daha ağırlaşmıştır, sağlık çalışanlarımız bu yükün altından alınlarının akı ile çıkarak Türk milletinin yüzünü güldürmüşlerdir. Aynı zamanda Dünya’ya Aziz Türk milletinin ilimde ve bilimde neler yapabileceklerini göstermişlerdir.
TBMM önünde ettiği yemini çiğnemekte hiçbir sakınca görmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef aldığı doktorlar; ağır çalışma koşullarına, uğradıkları saldırılara ve şiddete, yoksulluk sınırının altında kalan ücretlere rağmen ettikleri Hipokrat yemininden bugüne kadar dönmediler. Ancak geldiğimiz noktada salgın döneminde hayatını kaybeden, hasta yakınından şiddet gören, mesleki hakları ihlal edilen doktorlarımıza iktidar kapıyı göstermiştir. İktidarın bu söylemleri sağlık çalışanlarına karşı şiddetin artmasına sebep olabilecek çirkin bir dildir. Sağlık sistemini asistanlarla, yurt dışından gelecek doktorlarla yürütme iddiasındaki iktidar, bu asistanları-tıp öğrencilerini o doktorların eğitip yetiştirdiğinden bile habersizdir !
Daha önce ürününün parasını alamadığından, desteklerin yetersiz olduğundan
yakınan çiftçiye ‘ananı da al git’ diye hakaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan;
sanatçılara, şiirlere tahammülsüzlüğünü de ‘biz o dilleri kopartırız’ diyerek göstermişti. CB Erdoğan’ın son hedefi ise doktorlar ve sağlık çalışanları oldu.
Doktorlar ve sağlık çalışanlarının ağır sorunlar altında görev yaptığını ve son dönemde yılda ortalama bin doktorun, pratisyen hekimin, asistanın, yeni tıp mezunu gençlerin yurt dışına gitmek üzere tabip odalarından belge aldığını defalarca dile getirdik. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi, mesai ve nöbet sürelerinin insanca çalışma koşullarına dönüştürülmesi yönünde öneri ve uyarılarda bulunduk.
Kamu ve üniversite hastanelerinde, tıp fakültelerine bağlı eğitim ve araştırma hastanelerindeki sağlık personelinin yoksulluk sınırının çok altında ücretler aldıklarını, doktorların yaşam standartlarının her geçen gün kötüleştiğini, dünyadaki meslektaşlarının gerisinde kaldıklarını vurguladık.
2020 yılı başından bu yana dünyada ve ülkemizde baş gösteren COVID 19 salgınında en özverili mücadele eden, her koşulda hayat kurtarmaya çabalayan doktorlar ve sağlık çalışanlarına en ufak bir parasal destek, maddi iyileştirme, hibe bile yapılmadı. Döner sermaye paylarında komik denilebilecek cüzi ödemelerde altı ayın sonunda kesildi.
Partili CB Erdoğan doktorların yurt dışına gitmesini ya da özel hastanelere geçmesini tamamıyla parasal nedenlere endeksleme çabasına girişirken doktorların 8-9 bin lira maaş aldığını söyledi. Açlık sınırının yaklaşık 5 bin lira, yoksulluk sınırının yaklaşık 15 bin olarak hesaplandığı Türkiye’de doktorların açlık-yoksulluk sınırı arasında ücretlerle çalıştırıldığını bizzat itiraf etmiş oldu. Yılbaşında yüzde 50 artırmakla övündükleri asgari ücretin iki ayda açlık sınırının altında kaldığı dikkate alındığında sadece doktorların değil tüm çalışanların ücret ve maaşlarında çok ciddi artışlar yapılması gereği apaçık ortada. Kanımca CB Erdoğan saray ve çevresinde her birisini 4-5 yerden maaşa bağladığı kişilerle doktorları ve diğer çalışanları karıştırıyor.
Artık hedef gösterme, hakaret ve tehdit etme iktidarın sıradan zihniyeti ve politikası haline geldi. İktidar; her alanda olduğu gibi sağlığı da ticarileştirdi. Yandaş müteahhitlere, özel hastane zincirlerine ve patronlarına servet aktarma aracına dönüştürdü. Sağlık sistemini kent dışına inşa ettirilen lüks binalardan (şirket hastanelerinden) ibaret gören iktidar zihniyeti, 5 dakikada bir hastanın muayene edilemeyeceğini, teşhis ve tedavi uygulanamayacağını, tetkikler vs. nedeniyle o hastanın en az 4-5 kez daha 5 dakikalık randevular almak zorunda kalacağını öngöremiyor. Hastanelerimizde antibiyotiklerden, serumlara, damarlardan verilen mide koruyuculara kadar birçok ilaç bulunmuyor ve eksik tedavi uygulanıyor.
Sözde mükemmel sağlık sistemi diye övdükleri Merkezi Hekim Randevu Sistemi tıkanıyor, işlemiyor!
Başta doktorlarımız olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımız rahat olsunlar Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gereken değeri görecekler. Yaşamımızı emanet ettiğimiz değerli sağlık emekçilerimize söz veriyoruz. Çalışma koşullarınızı iyileştireceğiz. Çalışırken can güvenliği endişesi yaşamadığınız ve emeğinizin karşılığını aldığınız bir sağlık sistemini birlikte kuracağız. Vatandaşı koruyan, sağlık emekçilerini onurlandıran güçlü sosyal devleti birlikte inşa edeceğiz. Bu bizim öncelikli görevimizdir. Bu vesileyle bir nefes sıhhat için, kendi nefesinden vazgeçen tüm sağlık emekçilerimizin hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Bir canı yaşatabilmenin sorumluluğuyla hareket eden, iyiliği, emeği, dayanışmayı ve umudu yaşatmaktan vazgeçmeyen başta hekimlerimiz olmak üzere bütün sağlık emekçilerimizin 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyorum.” diyerek açıklamasını tamamladı.
Burak Erbay sahadan ayrılmıyor