Hemşehrimiz Elifhan KÖSE konferans verdi

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ konulu konferans düzenlendi.

Akademik Gençlik Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen konferansa KMÜ öğretim üyeleri Doç. Dr. Oya Açıkalın ve Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse konuşmacı olarak katıldı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlik Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan topluluk başkanı Musa Akdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün önemine değindi. “Doğuran, emziren, pişiren, hasta bakan, koruyan, emek veren kadınlarımız her dönemde cefakâr kişilikleri ile hayatımızın en önemli parçalarından olmuştur.” diyen Akdoğan,  kadınların bunca emek ve özveriye rağmen hak ettikleri değeri hiçbir zaman bulamadıklarını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse ise 8 Mart Kadınlar Gününün tarihçesinden bahsetti. 18 yüzyılda şehirleşme ve sanayileşme ile birlikte kadınların çalışma hayatına dâhil olduklarını belirten Köse, “1857 yılında 40 bin dokuma işçisinin eşitlik talebi ile grev yapması sonucunda çıkan olaylarda 129 kadın işçi yanarak ölüyor ve bu günden sonra bu günün kadınlar günü olarak anılması gündeme geliyor. Bütün bu gelişmelerin ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak ilan etmiştir.” dedi.

“Erkekler ile aynı işi yapan kadınlar daha az para kazanıyor”

Kadın-erkek eşitliği meselesinde ‘eşitlik’ kavramının siyasal eşitlik olarak tartışılması gerektiğini ifade eden Elifhan Köse, Dünya Çalışma Örgütü ILO’nun verilerine göre kadınların erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen daha az para kazandıklarını vurgulayarak, “Ülkemizde de aynı durum söz konusu. İmalat ve tekstil sektörlerinde çalışan kadınların aynı sektörde hizmet veren erkeklere oranla daha düşük bir maaş aldıklarını görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’de 165 rektörün sadece 9’u kadındır”

Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse, Türkiye’de en yüksek kadın istihdamının sağlandığı yerlerin başında üniversiteler geldiğini belirterek, buna rağmen bu sayının yeterli olmadığını dile getirdi ve Türkiye’de hizmet veren üniversitelerin rektörlerinin cinsiyet dağılımına bakıldığında 165 rektörün sadece 9’unun kadın rektör olduğunun altını çizdi. Köse, ayrıca 150’den fazla kadın çalışanı olan iş yerleri için kreş şartı bulunduğunu, ancak bu uygulamaya devletin dahi uymadığını da sözlerine ekledi.

“Kadınlar incik boncuk işlerinde çalıştırılıyor”

Kadın girişimcilerin genellikle küçük firmalarda ve az karlı sektörlerde faaliyet gösterdiğini söyleyen Elifhan Köse, kadınlara genellikle emeğin ve sömürünün yoğun olduğu bir çalışma şekli sunulduğunu ifade ederek, “Kadınların çalıştıkları sektörleri Karaman bazında değerlendirdiğimizde bakıyoruz ki kadınlar genelde incik boncuk, hamur işi yapan işyerlerinde emek işçisi olarak çalıştırılıyor.” dedi.

“Karaman, sığınma evi olmayan 11 ilden biri”

Türkiye’de kadınlara uygulanan şiddet ile ilgili istatistiklere de yer veren Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse, Türkiye’de her iki kadından birinin şiddete maruz kaldığını söyledi. Köse, şiddetin nasıl uygulandığına dair açıklamalarda da bulunarak, “Türkiye’de yaşayan kadınların dörtte biri fiziksel şiddete uğruyor. Fakat bu kadınların çoğu aile mahremiyeti nedeniyle yaşadığı şiddeti kimseye söyleyemiyor.” dedi.

Şiddete uğrayan kadınların en öncelikli failinin erkekler olduğunu ifade eden Köse, ailenin korunması ve kadının şiddete karşı korunması diye bir yasa olduğunu fakat yasanın uygulaması noktasında sonuç alınamadığını belirtti. “Devlet koruması altında olan kadınların bile öldürülebildiğini görmekteyiz.” diyen Köse, şiddete uğrayan kadınlar için oluşturulan sığınma evlerine dikkat çekerek çarpıcı bir ayrıntıyı paylaştı ve “Karaman, Türkiye’de sığınma evi bulunmayan 11 ilden biridir.” dedi.

“Ailenin temelini kadınlar oluşturuyor”

Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse’nin ardından Doç. Dr. Oya Açıkalın söz aldı. Açıkalın, slaytlar eşliğinde kadınların iş hayatındaki yeri ve yaşamış oldukları problemlere değindi. İnsanlar olarak genel anlamda etnik kimlik, politik ve ideolojik kimlik gibi sınıflandırmalara maruz kaldığımızı belirten Açıkalın, kadınların da bu sınıflamadan payını aldığını söyleyerek,  “Kentlerde çalışan kadınlar daha görünür konumda fakat tarım sektöründe çalışan kadınlar ise görünür durumda değil.” dedi.

Nüfusun yüzde 50’sini kadınların oluşturduğu ülkemizde aile denen kutsal oluşumun bütün ekonomisini kadınların oluşturduğunu ifade eden Açıkalın, “Ortada bir kadın sorunu varsa bu, erkek sorunu da olduğunu gösterir. Evlilik, eşlerin eşitliği olarak algılanmıyorsa o evlilikte sorunlar çıkmaya başlar.” şeklinde konuştu.

“Kadınlara yönelik sınırlamalar var”

Kadınların sosyal ve siyasal hayatta çeşitli sınırlamalar ile karşılaştıklarını dile getiren Oya Açıkgöz, “Yönetime katılma konusunda sınırlamalar var. Bunun yanında iş alanlarında sınırlamalar var. Kurumlar ve kanunlar kadınların haklarının korunmasında yeterli olmayabiliyor. Mevcut kanunlar üzerinde çalışarak, hakların ve olanakların genişletilmesi muhakkak gerekli.” diye konuştu.

“İstediğin yerde istediğin gibi olmaktır özgürlük”

Farkındalık yaratabilmek için 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü daha farklı platformlarda dile getirerek eyleme dökmek gerektiğini belirten Oya Açıkalın, “Seçebilmek, hayır diyebilmek ve bu yöndeki kapasite kullanımlarını arttırabilmek adına kapalı hiçbir alanda kısıtlama kalmaması gerekiyor. Özgürlük, istediğin yerde istediğin gibi olmaktır.” dedi.

Konuşmaların ardından Yrd. Doç. Dr. Elifhan Köse ve Doç. Dr. Oya Açıkalın öğrencilerin sorularını cevapladılar. Karaman Organize Sanayi Bölgesinde çalışan kadınların da renk kattığı konferans, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Zeki Ünal’ın konuşmacılara plaket vermesinin ardından son buldu. Konferans Salonunun çıkışında ise KMÜ Akademik Gençlik Öğrenci Topluluğu tarafından kadınlara karanfil dağıtıldı.