İzmir’de hemşirelik yapan 29 yaşındaki Şebnem Köker, İstanbul Kadıköy’de erkek arkadaşı ile kaldığı pansiyonun 5. kattaki odasından demir korkuluklar üzerine düşerek hayatını kaybetti. Kızının erkek arkadaşı T.B.’nin çelişkili konuştuğunu söyleyen baba Abdullah Köker, olayın intihar ya da kaza değil, cinayet olduğunu iddia etti.
İzmir’de özel bir hastanede hemşirelik yapan 29 yaşındaki Şebnem Köker, hastanede 24 saat nöbet tuttuktan sonra 4 Haziran günü İzmir’den İstanbul’a gitti. Burada erkek arkadaşı ile Kadıköy’de bir pansiyonda kalan Köker, 6 Haziran gecesi pansiyonun 5. kattaki odasından demir korkuluklar üzerine düşerek hayatını kaybetti. Köker’in babası Abdullah Köker ise olayın bir cinayet olduğunu iddia etti. Kızının intihar edecek biri olmadığını, kızının erkek arkadaşının ifadelerinin de çelişkili olduğunu öne süren baba Köker, Şebnem Köker’in erkek arkadaşı T.B.’nin serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
“Telefonunun denize düştüğünü söyledi, sesi titriyordu”
Olayı anlatan baba Köker, “Kızım burada özel bir hastanede hemşireydi. 24 saat nöbet tuttuktan sonra sabah işyerinden aldım, havaalanına götürdüm ve İstanbul’a yolcu ettim. Pazar günü dönecekti ama dönüşünün bir gün daha uzayabileceğini söyledi. Akşam 23.30’dan sonra beni başka bir numaradan arayıp kendi telefonunun denize düştüğünü söyledi. Aradan 2 dakika geçti, bu sefer de ‘Benim telefonumu bir arar mısın? Bakayım çalacak mı?’ dedi. Ben de ‘Kızım beni arayacağına elindeki telefondan arasana’ dedim. ‘Tamam’ dedi, kapattı. Konuşurken sesi titriyordu. ‘Bir şey mi var?’ diye sordum, bir şey olmadığını söyledi. Biz aile apartmanında oturuyoruz. Sabah 5 gibi dayıları geldi.
Şebnem’in kaza geçirdiğini, ağır yaralı olduğunu söyledi. Hemen yola çıktık. Ben İstanbul’a vardığımda kızımın beni aradığı numarayı aradım ama açmadı, sonra geri dönüş yaptı. Telefondaki kişi, ‘kızın kucağımda öldü, elinden tutamadım düşmesini engelleyemedim’ dedi.
Ben kızımın trafik kazası geçirdiğini sanıyordum ama düşerek ölmüş. Karakolda ise kızımın intihar edip etmediği ile ilgili sorular soruldu ama benim kızım intihar etmedi.
Hayatının en güzel günleriydi. 95 kilodan 50 kiloya düşmüştü. Hayata bağlanmıştı” ifadelerini kullandı.
“Çelişkili konuşuyor”
T.B.’nin çelişkili konuştuğunu söyleyen Köker, “Ben karakolda ifade verirken kızımın arkadaşı olan şahıs, dışarıda bizim akrabalarımıza ‘Ben lobiye içki almaya çıktım, o sırada bir gürültü duydum. Odaya gittiğimde kapı kilitliydi. Bahçeye indiğimde Şebnem’in pencereden düştüğünü gördüm’ diyor.
Sonra da ifadesinde ‘Ben diğer odadaydım, Şebnem salondaydı. Bir ses duydum, sonra fırladım. Baktım ki Şebnem aşağıya düşmüş’ diyor. Bu olayın öncesinde de anlattığına göre Şebnem pencere kenarında otururken şahıs Şebnem düşer diye korktuğunu söylemiş. O sıra tartışıyorlarmış. Aralarında itiş kakış olmuş. O sırada Şebnem şahsın kolunu tırnakla çizmiş, kızımın tırnağı kırılmış. Akrabalarımıza anlattığı hikayeyi duyunca, Şebnem’in odada yalnız olduğunu düşünmüştük. ‘Bir insan odada yalnızsa zaten kimse itmemiştir’ dedik fakat olay bambaşka oluyor.
Yani şahıs karakolda ifadesini değiştiriyor” diye konuştu.
“Denize düştü” denilen telefonla gece mesajlaşmaları ortaya çıktı
Kızının telefonunun saat 18.00 sıralarında denize düştüğünün iddia edildiğini ancak bu iddianın doğru olmadığını söyleyen Köker, şöyle devam etti: “Telefonun akşam 18.00 gibi düştüğü söyleniyor ama Şebnem akşam arkadaşlarıyla mesajlaşmış. Bir arkadaşını arayarak ‘beni buradan kurtarın’ demiş. Ardından o arkadaşıyla mesajlaşmışlar. Bir süre sonra mesajlar iletilmemeye başlayınca kızımın arkadaşı kızımın sosyal medya hesabına bakmış ve hesabının dondurulduğunu fark etmiş. Kızım o sıralarda başka arkadaşıyla da mesajlaşmış.
‘Nasıl aptal olduğumu bu kadar iyi anlayamazdım. Annem ve senin haklı olduğun tekrar ortaya çıktı’ diyor. Şahıs ifadesinde evli olduğunu, karısıyla telefonda konuşurken ‘canım’ dediği için kızımın sinirlendiğini söylüyor. Kızım da arkadaşıyla mesajlaşmasında T.B.’nin başka kişilerle de ‘canım’ diye konuştuğunu ve bunu yakaladığını söylemiş.”
“Benim kızım katledildi”
Olay gecesi saat 23.00 sıralarında otel odasından küfürlü kavga sesleri duyulduğuna dair iki kişinin de tanıklığı olduğunu ifade eden Köker, “Bir odada iki kişi var ve içlerinden biri pencereden düşüp ölüyor.
Ancak odada bulunan diğer kişi olayın sanığı değil tanığı oluyor. Ben şüphede değilim, ben eminim. Benim kızım katledildi. Bu elimdeki belgelerle sesimin gittiği yere kadar bağıracağım. Gerekirse o otelin önünde kendimi yakacağım. Ben cinayet olduğundan adım gibi eminim. Kim suçluysa cezasını çekerse kızımın ruhu rahat edecek. Ben intikam peşinde değilim. Şahıs, kızımın düştüğüne ikna etmeye çalışıyor ama benim kızım düşmedi veya intihar etmedi.
Şu anda kızımdan geriye kolyesi kaldı. O çok iyi ve melek gibi bir hemşireydi. Ağzından ‘hayır’ kelimesi çıkmazdı” sözlerine yer verdi.
Çalıntı motosikletle bakır kablo çalan hırsızlar suçüstü yakalandı