Mustafa Cem Kağnıcı yaptığı açıklamada “Çiftçinin bankalara olan borcu 185 milyar liraya çıktı. Çiftçi para kazanamadığı için borçlanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Ama artık duvara dayanmış durumda, nefessiz kalmış durumda. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) verilerine göre çiftçi borçları 185 milyar lira oldu. Bu yılın başında çiftçinin bankalara olan borcunun 166 milyar lira ve bunun 109 milyar lirası Ziraat Bankasına ait. Yılbaşından bugüne 19 milyar lira kredi kullanan çiftçinin borcu 185 milyar liraya çıktı. Çiftçi yıllardır borcunu borçla kapatmaya çalışıyor. AKP iktidarı işbaşına geldiği kartopu olan borçlar bugün çığ olmuş çiftçinin üzerine yıkılmıştır.
Son bir yılda 46 milyar lira borç AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 2 milyon 589 bin çiftçinin toplamda 2,4 milyar lira olan banka borcu, çiftçi sayısı 2,1 milyona düştüğü halde, bugün 185 milyar liraya ulaştı. Çiftçinin bankalara olan borcu AKP döneninde 77 kat arttı. Çiftçi ürettiğinden para kazanamadığı için her yıl borcuna borç katarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bugüne kadar borçlarına takla atarak idare eden üreticiler, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen Tek Adam yönetimine geçildikten sonra nefes alamaz hale geldi. Tarımın ve gıdanın önem kazandığı, bütün ülkelerin çiftçisini desteklediği pandemi sürecinde bile bizim çiftçimiz borcuna borç kattı, çünkü hiçbir destek bulamadı.
Çiftçi başına 151 bin lira borç yılbaşından bu yana 19 milyar lira kredi kullanan çiftçilerimiz son bir yılda tam 46 milyar lira kredi kullandı. 2020 ile 2021 arasında 38 milyar lira kredi kullanan çiftçi bunun 29 milyarını Ziraat Bankasından aldı. Ortalama bir çiftçimizin Ziraat Bankasına olan borcu 151 bin lirayı aştı. Acı olan kısım şu; çiftçinin kullandığı bu krediler yatırım kredisi değil. Bu krediler çiftçinin borcuna takla atmak için daha fazla borçlanmasından kaynaklanıyor. Bütün dünya çiftçisini desteklerken AKP, çaresiz çiftçiyi, kredi kullandırarak, borçlandırarak krize sürüklüyor. Bu öngörüsüzlük nedeniyle üretmek yerine ithalata para aktarılıyor.
Çiftçi kaybederse ülke kaybeder çiftçi bugüne kadar daha fazla kredi kullanarak borcunu ödedi ama artık çiftçi duvara dayanmış, ‘iflas’ noktasına gelmiş durumda. Bu borç ödenemez. Bu borçlar ödenecek şekilde yeniden yapılandırılmaz ise çiftçi yine haciz kıskacına girecek. Tarlasını, traktörünü, traktörünü hatta evini kaybedecek. Çiftçi örgütlü olmadığı için çığlığı duyulmuyor ama çiftçinin kaybetmesi demek ülkenin kaybetmesi demek. Nitekim artan gıda enflasyonu bunun en büyük kanıtı. Bugün açıklanan %91 gıda enflasyonu ile ülkemiz OECD ve AB ülkeleri içinde birinci durumda. Çiftçi üretmezse bu tablo daha da ağırlaşacak ve ülkemiz gıda krizi ile baş başa kalacak.
İlimizde meydana gelen ilkbahar donlarından, kıraç arazilerdeki kuraklıktan ve geçtiğimiz günlerde meydana gelen sellerden dolayı olan kayıplar çiftçimize acilen ödenmelidir.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yeniden üreten bir Türkiye olacak. İthal eden değil ihraç eden bir tarım politikamız var bizim. Çiftçimiz daha tohumunu almadan alacağı desteği, ektiği ürünün minimum satış fiyatını bilecek. Bölgesel üretim planlamasına uygun şekilde ürününü ekecek ve ona göre önünü görerek rahat nefes alarak çiftçilik yapacak. Milletin efendisi köylümüz borçlarını düşünerek, yarını için endişe ederek üretim yapmayacak.” ifadesini kullandı.
Recep Şeker’in duygusal buluşması