Karaman Ziraat Odası ev sahipliğinde bir araya gelen Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet BAYRAM, Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı Yücel YAMAN, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Başkanı Ali DORLA, Süt Üreticileri Birliği Başkanı Yiğit DORLA ve Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Ali GÜLCAN süt ve yem fiyatlarına ilişkin değerlendirmeler yaptı. Karaman’da Başkanlar birlikte ses yükselterek bu şekilde devam edemeyiz dediler.
Yapılan değerlendirme toplantısı sonrasında yapılan ortak açıklamada;
“Bugün üretici örgütleri olarak, süt/yem paritesinin birin altına düşmesi, üreticilerimizin zor durumda olmasından dolayı Birlik Başkanlarımızla bir araya gelerek yaptığımız değerlendirme toplantısı sonrası bir açıklama yaptık.
Ulusal Süt Konseyi 29 Kasım 2021 tarihinde yaptığı toplantısında aldığı kararla, 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye satış fiyatını brüt 4 lira 70 kuruş olarak belirledi.
Konseyin yaptığı açıklamada; ‘Ulusal Süt Konseyi, çiğ sütün üretim maliyetinde öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanıp karar verecektir’ denildi. Bu fiyat yeme gelen zamlarla daha hayata geçmeden anlamını yitirdi.
“Sütün üreticiden çıkış fiyatıyla, raftaki süt arasındaki fiyat tam bir uçurum. Çiğ süte yapılan zam oranıyla, raftaki süte yapılan zam oranı aynı değil. Buna rağmen üreticinin sütü pahalı sattığı algısı hakim. Bu doğru değil. Son yapılan zamlarla üretici de mağdur, tüketici de…
Üretimin devamı için devletimiz, en kısa zamanda üreticilerin maliyetlerini desteklemeli. Mısır ve arpada sağlanan destekler üreticilerimiz için olumlu fakat yeterli olmamıştır.
Devletimiz gerekli müdahaleleri yapmaz ise sadece çiftçi değil, tüketici de milli ekonomi de bundan yara alır.
Sorun, yem fiyatlarındaki fahiş artıştan kaynaklanmıştır. Türkiye, yerli üretime dönmelidir. Yem hammaddesinin büyük bir çoğunluğunun ithal ediliyor olması Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş ithal hammadde tedariklerinin teminini zorlaştığı için fiyatlar aşırı artırmıştır.
Sadece yem fiyatlarının artması değil, üreticinin girdi maliyetleri de ortalama yüzde 45-50 yükseldi. Buna karşın sütte artış yüzde 14’te kalınca üretilemez hale geldi.
Biz, bugün üreticiyi kurtarmadan tüketiciyi kurtaramayız. Şu an biz üreticinin üretebilir ligini sağlamak zorundayız. Bugün üretici artık hayvanlarına yem alamıyor. Üretici yaptığı işten soğudu. Bu zor şartlar altında hayvancılık yapanlar gerçekten bunları hak etmiyor.
Ülkemiz tarihinde Hayvancılıkta böylesi kriz yaşanmadı. Çok acilen üretenle, sivil toplum örgütleriyle, bakanla bir araya gelip bir toplantı yapılması ve önlem alınması lazım. Alacağımız hiçbir önlemin yarına bir faydası olmayacak. Mart ve Nisan aylarında yaşanacak fiyat artışlarının önüne geçmek mümkün olmayacak. Ulusal Süt Konseyi neyi bekliyor? Daha fazla hayvanın kesilmesini mi? Daha fazla üreticinin üretimi bırakmasını mı? Yeme zam yapanlar, gübreye zam yapanlar, korkmuyor da siz neden korkuyorsunuz? Süt üretimi durma noktasına gelmiş, seyrediyorsunuz. Ulusal Süt Konseyi’ni görevini yapmaya davet ediyoruz.
Bu yükün altından üreticilerimiz kalkamaz, hayvancılık biter, kaynağı kurutursunuz.
Şuan Mart ayında parite ise 0,84 olarak gerçekleşti.
Süt üreticileri hala sürdürülemez seviyelerin altında bir pariteyle üretime devam etmek zorunda kalıyor.
Mart ayında üreticimizin bir litre süt sattığında eline net olarak 4 lira 50 kuruş geçti. Yemin kilosuna ödediği para ise 5 lira 35 kuruş. Bir litre süt sattığında bir kilo yem bile alamıyor yani zarar ediyor.
Üreticilerimiz yem fiyatlarının yüksekliğinden dolayı buzağılarını hemen ellerinden çıkarıyor. Düvelerini tohumlamak yerine besiye çekip kurban bayramında kestirmeyi planlıyor. İneklerini kestirerek ya hayvan sayısını azaltıyor ya da işletmesini tasfiye ediyor.
Hayvancılık sektörü büyükbaş ve küçükbaş olarak çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıyadır. Yem başta olmak üzere elektrik, mazot, ilaç, tohum, işçilik, veteriner hizmetleri gibi bütün maliyetlerimiz ciddi oranlarda artarken sürdürülemez fiyatlarla üretime devam etmemiz artık mümkün değildir.
Bu fiyat artışı talebimiz, hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz içindir. Üretimde devamlılığı sağlayamazsak, üreticileri küstürüp üretimden koparırsak tedarik zincirinin en önemli ayağını yok etmiş olur, fahiş tüketici fiyatlarına zemin hazırlamış oluruz.” şeklinde görüş bildirdiler.
Karaman’da nostalji rüzgarı esti