49 yıl önce Mehmetçik, Kıbrıs’taki soydaşlarımızın yaşadığı zulme “dur” demek için, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak Ada’ya çıktı. Harekattan tam 7 ay sonra “Kıbrıs Türk Devleti” kuruldu. 49 yıl önce bugün, dünyanın gündeminde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kıbrıs’a gerçekleştirdiği müdahale vardı. Ada’da yaşayan Türklere karşı uzun süredir uygulanan baskı ve şiddeti ilk etapta diplomatik yollarla çözmeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 1974’te EOKA lideri Nikos Sampson’un Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Makarios’a karşı darbe yapması ve iktidarı ele geçirmesinin ardından, Ada’ya müdahale kararı aldı. “BİZ RUMLARA DA BARIŞ GETİRİYORUZ” 20 Temmuz 1974 sabahı Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlattı. Harekat kapsamında Türk paraşütçüler, sabahın erken saatlerinde Kıbrıs semalarında göründü. Türk ordusu, Lefkoşa civarına havadan indirme, Girne civarına ise denizden çıkarma yaptı. Türk ordusunun, havadan ve denizden Kıbrıs’a çıkarma yaptığı sırada, harekat dünyaya Başbakan Bülent Ecevit’in, “Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz” sözleriyle duyuruldu. “GAZANIZ KUTLU OLSUN” KKTC’nin kurucu lideri Rauf Denktaş da 20 Temmuz sabahı yaptığı radyo konuşmasında, “Bugün, bu anda! Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs’ın her yanında havadan ve denizden çıkarma yapmaktadır. Gazanız kutlu olsun” diyerek Kıbrıs Türklerine seslendi. İLK HAREKATIN ARDINDAN SORUN TAM OLARAK ÇÖZÜLEMEDİ Harekat haberi Kıbrıslı Türkler tarafından sevinçle karşılandı. Gece boyunca süren çatışmaların ardından Türk ordusu, Rumların direnişini kırmayı başardı. Müdahale başarılı olsa da sorun tam olarak çözülemedi. Çünkü Türk köylerinde Rumların baskısı artarak sürüyordu. DURDURULAN HAREKAT ANLAŞMALARA UYULMAYINCA TEKRAR BAŞLADI Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararına uyarak iki gün sonra yani 22 Temmuz 1974’te sona erdirdi. Yine BM Güvenlik Konseyi’nin kararına göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bir araya gelerek Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelere başladı. 25 Temmuz 1974’te toplanan I. Cenevre Konferansı, 30 Temmuz’da imzalanan anlaşmayla son buldu. Taraflar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türk ve Rum olmak üzere iki özerk idarenin olduğunu kabul ettiler.
Garantör devletlerle Türk ve Rum toplumlarının temsilcilerinin katılacağı ikinci bir konferansın yapılmasına karar verildi. II. Cenevre Konferansı’na kadar Rum ve Yunan askerlerin Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu. Ancak çekilmedikleri gibi saldırılarını da sürdürdüler. Bu olayların gölgesinde toplanan II. Cenevre Konferansı 8 Ağustos 1974’te başladı. Görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağına kanaat getiren Türk yetkililer, harekatın yeniden başlamasına karar verdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş, derhal Ankara’yı aradı. Güneş’in telefonda karşı tarafa söylediği sözler tarihe yazıldı: “Ayşe tatile çıksın” “Ayşe tatile çıksın” ikinci harekatı başlatacak parolaydı.
Türk ordusu, ikinci harekatta kısa sürede başarıya ulaştı. Ada’nın neredeyse yüzde 35’lik bölümü ele geçirildi. Bölgede yaşayan Türk halkının güvenliği bu kez tam anlamıyla sağlanmış oldu. VE SONUNDA KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ KURULDU Sonuç olarak, harekat sayesinde Kıbrıs’ın bugünkü sınırları çizildi.
13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rauf Denktaş, Federe Devlet ve Meclis Başkanı oldu. 15 Kasım 1983’te ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşu dünyaya ilan edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı da yine Rauf Denktaş oldu. “AYŞE TATİLE ÇIKSIN” PAROLASININ HİKAYESİ “Ayşe tatile çıksın” parolasındaki Ayşe, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızı Ayşe Güneş Ayata’dan geliyor. “Ayşe tatile çıksın” parolasının hikayesi, Akın Simav’ın “Turan Güneş’in Siyasal Kavgaları” adlı kitabında şu ifadelerle anlatılıyor: “İkinci Cenevre Konferansı’na gitmeden önce Başbakan Ecevit’le ikimiz konuşuyor ve hazırlıkları son bir kez daha gözden geçiriyorduk. Bu arada konferansın yarıda kalması olasılığı üzerinde de konuştuk.
O zaman aramızda bir parola tespitine de karar verdik. Tam o sırada Orhan Birgit beni aradı. Kendisine, Cenevre görüşmelerinin uzun sürebileceğini, o nedenle çocuklarımın beni beklemeden tatile çıkmalarını istediğimi söyledim. Bu arada Birgit’ten kendilerine yardımcı olmasını, Marmaris Tatil Köyü’nde yer ayırtıvermesini rica ettim. Ahizeyi kapattıktan sonra Başbakan bana döndü ve dedi ki: ‘Ben parolayı buldum.’ ‘Nedir?’ diye sordum.
Ecevit, ‘Ayşe tatile çıksın. Eğer işler kopma noktasına gelirse, burada işler uzayacak, Ayşe tatile çıksın de ben anlarım.’ dedi. Böylece parolayı da karara bağlamıştık.” KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NDA KAÇ ŞEHİT VERİLDİ? Eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, dönemin CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in bir soru önergesine verdiği cevapta; 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatları sırasında 42 subay, 40 astsubay, 494 erbaş ve er ile 1 sivil işçi olmak üzere toplam 577 TSK mensubunun şehit olduğunu, bu harekatlarda, 37 bin 571 TSK mensubunun ve 611 sivil vatandaş olmak üzere toplam 38 bin 182 kişinin gazi olduğunu belirtmişti. Kıbrıs Türk tarafı ise, harekatta 70’i mücahit, 270’i sivil toplam 340 kişiyi şehit verdi. Kimi kayıtlara göre, Kıbrıs Türk tarafının kayıp sayısı toplam 1672.
MKE fabrikasında patlama