Sitelerde Yangın Güvenliği Tedbirleri: Kim Ne Kadar Ödeyecek?
Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangın felaketi sonrası, Türkiye genelindeki sitelerde yangın güvenlik tedbirlerinin eksikliklerini gidermek için hızla çalışmalar başlatıldı. Site yönetimleri, yapılan genel kurullarda yangın güvenliği ile ilgili tespit edilen eksiklikleri belirleyip, çözüm sürecine girdi. Ancak bu süreç, beraberinde önemli bir soruyu gündeme getirdi: Yangın güvenliği tedbirlerinin maliyetini kim karşılayacak?
Hukukçular, Kat Mülkiyeti Kanunu’na dayanarak, sitelerdeki yangın güvenliği teçhizatlarının ev sahipleri tarafından karşılanması gerektiğini ifade ederken, kira sözleşmeleri bu konuda farklılık gösterebiliyor. Bazı site yönetimleri, güvenlik ekipmanlarının alım ve bakım masraflarının aidatlarla karşılanmasını savunurken, bazı yöneticiler ise bu tür giderlerin sadece ev sahiplerine ait olması gerektiğini belirtiyor. Konu, özellikle kiracılar ile ev sahipleri arasında tartışmalara neden oluyor.
Kat Mülkiyeti Kanunu ve Demirbaş Kriteri
Hukukçular, Türkiye’deki sitelerdeki ortak alanlarda bulunan yangın tüpleri, alarm sistemleri, yangın söndürme ekipmanları ve yangın merdivenleri gibi güvenlik ekipmanlarının Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre “demirbaş” olarak kabul edildiğini vurguluyor. Kanuna göre, bu tür demirbaşların temini, bakımı ve yenilenmesi gibi masraflar, mülk sahiplerine ait olmalıdır. Yasal çerçeve, güvenlik tedbirlerinin tüm sakinlerin ortak kullanımına açık olmasi nedeniyle, masrafların ev sahipleri tarafından karşılanmasını öngörmektedir.
Ancak, kira sözleşmesindeki özel hükümler, yasal düzenlemelerle çelişebiliyor. Kira sözleşmesinde “ortak alan giderlerinin kiracılar tarafından karşılanacağı” gibi bir madde yer alıyorsa, bu durumda yangın güvenlik masraflarının aidatlardan karşılanarak kiracılara yansıtılması da mümkün olabiliyor. Bu durum, her iki taraf arasında çeşitli anlaşmazlıklara yol açabiliyor.
Kira Sözleşmesinin Önemi
Bu tartışmaların en temel nedenlerinden biri, kira sözleşmelerindeki belirsizliklerdir. Avukatlar, özellikle kiracıların sözleşmelerinde güvenlik ekipmanlarına yönelik masrafların kendilerine yansıtılacağına dair açık bir madde olmadığını iddia ettiğini, dolayısıyla ek ödeme yapmaya sıcak bakmadıklarını belirtiyor. Diğer taraftan, ev sahipleri, yangın güvenliği tedbirlerinin sadece kendileri için değil, tüm site sakinlerinin güvenliği için kritik bir öneme sahip olduğunu savunarak, masrafların adil bir şekilde paylaşılmasını talep ediyor.
Konuyla ilgili uzmanlar, site yönetimlerinin ve hukukçuların, bu tür anlaşmazlıkları engellemek için önceden anlaşmaya varması gerektiğini belirtiyor. Kira sözleşmesinde, ortak alan giderlerine dair maddelerin net bir şekilde belirtilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, kiracılara sözleşme imzalamadan önce bu maddelerin dikkatlice incelenmesi ve gerekiyorsa hukuki danışmanlık alınması öneriliyor.
Site Yönetimlerinin Rolü
Site yönetimlerinin, site sakinlerine alacakları kararları şeffaf bir şekilde aktarması ve tüm sakinlerin ortak bir mutabakata varmasını sağlaması büyük önem taşıyor. Yangın güvenliği tedbirlerinin maliyetinin kim tarafından karşılanacağı sorusu, site sakinleri arasında huzursuzluk yaratmamalıdır. Site yönetimleri, bu konuda açıklık getirerek, herkesin mağdur olmadan adil bir çözüm bulmasına yardımcı olmalıdır.
Özetle, yangın güvenliği tedbirlerinin alınması, yalnızca maddi bir yükümlülük değil, aynı zamanda güvenlik meselesi olarak tüm site sakinlerinin faydasına olacaktır. Bu nedenle, hukuki çerçevede netlik sağlanması ve iyi bir iletişim ile kararlar alınması, olası anlaşmazlıkların önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.
Karaman’da Şubat Ayının İlk Pazarı Nasıldı?