Toprak..
Mümbit toprak, verimli toprak..
Vatan toprağı.. Karaman.
Allah’ın benim için seçtiği toprak. O kadar..
Yeşili yokmuş, kır bayırın yüzüymüş. Yazın toz, kışın çamurmuş.
Olsun arkadaşım. Burası benim doğduğum, büyüdüğüm, ağladığım, sevindiğim ve nihayetinde ölmeyi arzu ettiğim toprağım.
Denizi yokmuş, olmasın varsın. Bir yerin yokları sayılmaz, varları sayılır. Trabzon’un da hiç düz arazisi yoktur mesela. Bir Trabzonluya “Hiç düz bir yer yok burada, bizim Konya ovasının maşallahı var” dedim. “Evlerimizin içi düzdür” diye cevap verdi.
Babanızın mağazası, marketi yoktur, sekiz on dairesi yoktur, pahalı arabaları, gayrimenkulleri yoktur belki. Olmasın varsın. Senin gibi dünya iyisi oğlu var, kızı var. Güler yüzlü, şefkat dolu yüreği var. Başını okşayan mübarek eli var, gerektiğinde senin için feda edecek canı var. “Yavrum” diyen sıcacık sözleri var.
Bir sohbete konu olmuştu.
Zora düşsek, darda kalsak, biz de Suriyeliler gibi kaçar mıyız diye. “Yandaki mahalleye bile kaçamam” demişim bir anda. Toprağında ölmek şereftir, hem de düşmana karşı.
Şehrin sorunları mı? Çoktur elbette.
Sorunsuz, eksiği gediği olmayan hiçbir yer yoktur yeryüzünde. Sorumsuzluk başlı başına bir sorundur. Alt yapı, üst yapı, trafik, asayiş olayları vs vs.. 1990 yılında sadece üç gün İstanbul’da kaldım da, o üç günde Karaman’ı aradım dersem inanır mısınız? Hatta çok net hatırlıyorum, tren istasyonunda indik yüz metre yürüdük, Karasakal hocam “Oh be!Dünya varmış” dedi.
Hani derler ya, balıklar suyun kıymetini karaya vurunca anlarmış diye, bizimki de o hesap işte.
Evet bu kadar mı arkadaş diyeceksiniz, evet bu kadar.
Burası benim küllüğüm arkadaş ve ben en güzel kendi küllüğümde ötüyorum.
Mecnun, Leyla’nın köyünde çocuklara şeker dağıtıyormuş. Neden böyle yapıyorsun, bu davranışının manası ne diye sormuşlar.Mecnun cevap vermiş; “Onlar, Leyla’nın bastığı toprağa basıyorlar.”
Sağlıcakla kalın..
Belediyespor Elazığ’da Puan Peşinde