Anadolu’nun binlerce yıllık konargöçer geleneğini yaşatan Sarıkeçili Yörükleri, yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte yine göç yoluna düştü. Kış mevsimini Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Mersin’in Aydıncık bölgesinde geçiren Yörükler, yaz mevsiminin serinliğini yaşamak için her yıl olduğu gibi bu yıl da Konya’nın Hadim ilçesine doğru yola çıktı.
Toros Dağları’nın sarp patikalarında, yüzyıllardır olduğu gibi keçiler, koyunlar ve develerle başlayan bu göç, yalnızca bir mevsim değişikliği değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın da canlı tutulması anlamına geliyor. Sarıkeçili Yörükleri, teknoloji ve modern yaşam tarzlarının her geçen gün daha fazla etkili olduğu çağımızda, atalarından kalan yaşam biçimini tüm sadeliğiyle yaşatmaya devam ediyor.
Bu yılki göç yolculuğuna 9 deve, sayısız küçükbaş hayvan ve geleneksel eşyalarla başlayan Sarıkeçililer, sabah ezanı ile yola koyuluyor, akşam saatlerinde konaklamak üzere çadırlarını kuruyorlar. Yolculuk boyunca yedikleri yemekler, yaptıkları sohbetler, yaktıkları ateşler, bin yıllık bir geleneğin izlerini taşıyor.
Sarıkeçili Yörüklerinden Fatma Kuş, her yıl gerçekleştirdikleri bu yolculuğun artık bir yaşam biçimi haline geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Yolculuğumuz başladı, iki gündür yollardayız. Güz gülbahar, hep aynı şekilde keçilerle develerle ilerliyoruz. Hayatımızda pek bir değişiklik yok. Sabah ezanında kalkıyoruz, akşam olduğunda herkes yemeğini yiyip yatıyor. Sabah tekrar yola koyuluyoruz. Aynı güzergâhtan gidip geliyoruz yıllardır.”
Yaklaşık bir ay sürecek bu yolculuk, sadece coğrafi bir geçiş değil, aynı zamanda zaman içinde geçmişten günümüze uzanan bir kültür yolculuğu olarak da değerlendiriliyor.
Sarıkeçili Yörüklerinin bu anlamlı yolculuğu, yalnızca kendi yaşamlarıyla sınırlı kalmıyor. Her yıl birçok doğasever ve kültürel mirasa ilgi duyan insan da bu göçe katılıyor, onlarla birlikte yürüyerek bu eşsiz deneyime tanıklık ediyor. Bu yıl Mersin Orman Bölge Müdürü Rıfat Ataş’ın yanı sıra, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen doğaseverler de göç kervanına katıldı.
İstanbul’dan gelen doğasever Ömer Varış, ilk kez böyle bir etkinliğe katıldığını ve çok etkilendiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Yörük göçüne, kervana katılmak için geldik. Hem doğayla iç içeyiz hem de kültürel bir geleneğe birebir şahitlik ediyoruz. Atalarımızın binlerce yıldır sürdürdüğü bir yaşam biçimini, bu etkinlikle yaşama fırsatı bulduk. Bu nedenle çok mutluyum. Önümüzdeki yıllarda da mutlaka tekrar katılmak istiyorum. Herkese tavsiye ederim.”
Sarıkeçili Yörükleri, Anadolu’da hala göçebe yaşam tarzını sürdüren nadir topluluklardan biri olarak biliniyor. Sayıları her geçen yıl azalırken, bu yaşam biçiminin bir parçası olan gelenekler, değerler ve kültürel hafıza da bu yolculuklarla korunmaya çalışılıyor.
Modern hayatın etkisinden uzak, doğayla iç içe sürdürülen bu yaşam tarzı, göç yolları, çadırları, hayvanları, geleneksel kıyafetleri ve yaşam alışkanlıklarıyla adeta açık hava müzesi niteliğinde.
Sarıkeçili Yörüklerinin göçü, her yıl Toroslar’dan Hadim yaylalarına uzanırken, beraberinde yüzlerce yılın izini taşıyor. Bu yolculuk sadece doğanın değil, insanın da direnişini ve sadakatini gözler önüne seriyor.
Karaman’da Büyük Bir Felaket Yaşanmıştır