Öğretmenlik Meslek Kanununun beklentileri karşılayacak şekilde çıkarılması gerektiğini savunan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Meslek kanunu, öğretmene destek kanunu olmalıdır” dedi.
İnsanın özünü keşfetmeye, kişiliğini inşa etmeye yönelik en büyük eylemin eğitim olduğunu ifade eden Şube Başkanı Ramazan Acar, eğitimin başaktörünün öğretmen, insanlığın kadim ve vazgeçilmez mesleklerinden birinin de öğretmenlik olduğunu söyledi. Meslek kanunu hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Acar şöyle konuştu:
“Öğretmen, çocukların şuur sermayesini artırmanın, idrâkini geliştirmenin, varoluşun sırrına ermenin, hikmeti keşfetmenin rehberidir. Türkiye’de fiilî olarak görev yapan öğretmen sayısı 1 milyon 200 bini aşmış iken, öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar olan her aşamayı içeren, öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir kanunun olmaması büyük bir eksikliktir. Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kariyer mesleğine uygun bir kanuna kavuşturulması artık daha fazla ertelenmemelidir. Kanaatimizce öğretmenlerin itibarının daha da artması, haklarının korunması; yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyâkat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanununun acilen yürürlüğe konulması elzemdir. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine 11. Kalkınma Planında ve Bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinde yer verilmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki öğretmenlerin mesleklerini, hak ve yetkilerini koruyup geliştirecek nitelikte bir meslek kanunu beklentisi hâlâ karşılanamamıştır. Çıkarılıp yürürlüğe konulacak kanunun hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kanun olarak düzenlenmesini bekliyoruz. Bu mümkündür, beklenti de bu doğrultudadır. Aksi hâlde yapılacak çalışma anlamsızlaşır. Medeniyetimizin yüklediği değeri sosyal ve ekonomik statü açısından gerçekleştirecek kanun, öğretmenin itibarını hem korumaya hem de yükseltmeye yaramalıdır. Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, gerek akademik yayınlar gerek raporlar gerekse alan taramalarıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu için nelere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduk.”
Çağın gereklerini ve öğretmenlerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde 2018 yılında hazırladıkları ’Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Teklifler’ başlıklı raporda bir genel çerçeve çizdiklerini belirten Başkan Acar, “Meslek kanunu, öğretmene destek kanunu olmalıdır. Öğretmenler olarak beklentimiz, özlük haklarımızın tanımlanması ve geliştirilmesi; kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının ortadan kaldırılması; resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi; mesleğimizde ilerlememizi sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi; istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine teşvik edici uygulamaların getirilmesi; eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim-öğretim sınıfı içinde ama ikincil görev olmaktan çıkarılarak müstakil bir kadro olarak düzenlenmesi; yöneticilik süreçlerine geçiş ve statüsü ile bu pozisyonlardaki mali, özlük ve sosyal hakların da mutlaka meslek kanununda tanımlanması; resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanununu hayata geçirilmelidir. Meslek kanunu, içeriği itibarıyla öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer basamaklarına erişime, ehliyetten liyakate kadar ayrımcılık ya da ayrıcalıktan uzak, objektif hükümler ihtiva etmelidir” şeklinde konuştu.
“Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken bir kanun, mevcudun tekrarına ve statükonun devamına barınak olursa, akıtılan ter de söylenen sözler de hükümsüz ve değersiz hâle gelir” diyen Ramazan Acar, “Özellikle meslek kanununda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin malî durumunun, hak, yetki ve sorumluluklarının hedeflenen amaca uygun gerçekleştirilmesi umulurken, bütün bunlar kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları ve benzeri bahanelerin arkasına sığınılarak es geçilecek olursa eğitimde istenilen başarıların da meslek kanunundan beklentinin de sağlanamayacağı bilinmelidir. Vakit, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma vaktidir. Öğretmenin özlük haklarını ve yetkilerini genişletecek, ona destek olacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanununun çıkarılması beklentisi artık karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, belirttiğimiz hususlar temelinde katkı ve destek sunacağımızı bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bir an evvel hayata geçirmek konusunda adım atmaya çağırıyoruz. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, özlük haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, meselelerine çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanununun TBMM gündemine getirilmesi ve kanunlaştırılmasıdır. Çünkü meslek kanununun hala çıkarılmamış olması hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur. Bu yüzden öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması konusundaki ısrarımızı sürdürüyoruz. Öğretmenin itibarını yükseltecek meslek kanunu bir an önce çıkarılmalı, daha fazla ertelenmemelidir” dedi.
Batman’da milli eğitim çalıştayı yapıldı