Ramazan-ı Şerif’in sonuna geldik. Yine buruk bir bayram sevinci yaşayacağız. Geçen yıl da böyle buruk bir bayram sevinci yaşamış ve her şey eskiye döner mi salgın ortadan kalkar mı yine bayramlaşmalar olur mu umudumuz içimizde kalmıştı. Bu yıl da bayramda evlerimizdeyiz.
Fakat bayramda evdeyiz diye bayramlaşmayı ihmal etmeyelim. Yüz yüze görüşemesek de yanımızda olmayan dostlarımızı ve akrabalarımızı arayalım, bayramlarını kutlayalım. Bayram kutlama geleneğimiz devam etsin. Son iki yıldır birçok geleneğimizden uzaklaştık. Bunlardan biri de bayramlaşma geleneği olmasın.
Ramazan-ı Şerif, rahmetiyle bereketiyle sevgi iklimiyle geldi. Her ne kadar sevdiklerimizle iftar edemesek de her ne kadar birlikte teravih namazları kılamasak da bütün bunların ne kadar değerli olduğunu şüphesiz bir kez daha öğrenmiş, idrak etmiş olduk. İnsan olarak bizler hep bir şeylerin değerini onu kaybedince anlarız. Öyle içimize işlemiş ki bu duygu atasözümüz bile söylenmiş bu konu ile ilgili. ‘ʻKör ölür, badem gözlü olur; kel ölür, sırma saçlı olur.’’ Hep kaybettikten sonra değerlenir her şey. Bazı değerlerimizin değerini kaybetmeden anlamak faydamıza olacaktır.
Ne zaman eski zamanlardan söz edilse hepimizin ağzında bir ‘ʻ Ah nerede o eski Ramazanlar! Ah nerede o eski bayramlar!’’ Gelenek ve göreneklerimizi daha güzel kutlamak daha güzel hale getirmek bizim elimizdedir. Kendi kendimize ettiğimizi binlerce yıl öncesinden Orhun Abidelerimizde bile bize Bilge Kağan haber vermiştir. “Ey Türk; üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir. Türk milleti vazgeç, pişman ol! ” Gelenek ve göreneklerimizi geleceğe taşımak istiyorsak gelenek ve göreneklerimize sahip çıkacağız.
Sonuç olarak en yakınımızdan başlayarak hayatta olan anne ve babalarımızın bayramını kutlamayı ihmal etmeyelim. Olur ya gün gelir bayram olur, onlar olmaz. Ahirete göç etmiş ebeveynlerimize de dua edelim. Küs olduğumuz, dargın olduğumuz kimseler varsa barışalım. Dargınlıkların kimseye hiçbir faydası olmayacaktır. Biz, birinin bizi aramasını beklemeyelim. Bekledikçe yalnızlaşıyoruz. Gerekirse biz arayalım. Herkes birbirinden beklerse arayıp hal hatır sormayı, hep beklemekle kalabiliriz. Çünkü birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu dönemlerde birlik ve dirliğimize sahip çıkması gereken yine biziz.
Bayramınızı en içten duygularla kutlar, nice bayramlar yaşamanızı Yüce Mevla’dan dilerim. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle.
Hüseyin Kaplan
ibrala.com Köşe Yazarı
Karaman’da bunu yapan şahıs kendisini nasıl savundu?