Katarakt hakkında bilgi veren Op. Dr. Durmaz, “Göz bebeğinin arkasında bulunan göz merceği normalde saydamdır, merceğin saydamlığını kaybetmesine katarakt denir. En başta yaş arttıkça katarak olma ihtimalimiz artar. 50 yaşından sonra katarakt sıklığı artar. Diğer bir neden kişinin diyabet hastası olması katarakt yaşını erkene çeker. Başka bir neden sigara içiyor olmaktır. Günde bir paket sigara içen birisi, içmeyenlere göre yaklaşık 10 yıl önce katarakt olur. Şişmanlık, fazla güneş ışınlarına maruz kalma, kortizonlu ilaç kullanma, göze darbe gelmesi, kötü ve kalitesiz besinlerle beslenme katarakt olmayı hızlandırır” dedi.
Op. Dr. Durmaz, göz hastalıkları ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Diyabette göz sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Durmaz, diyabet hastalarının 6 ayda bir göz muayenesi olması gerektiğini belirtti.
Öncelikle diyabet hastalığının tüm vücudu etkileyen bir hastalık olduğunun bilinmesi gerektiğini kaydeden Op. Dr. Durmaz, “Yaşamanızı buna göre düzenlemeniz gerekir. Sigara içiyorsanız bırakmanız, düzenli yürüyüşler yapmanız, yeme içmenize, uyku düzeninize dikkat etmeniz hastalıkla savaşta size yardımcı olacaktır. Göz bölümüne her 6 ayda bir muayene olmanız gerekir. Göz muayenesinde her iki gözünüzün görmesi, gözlük numaralarındaki değişim, göz dibi incelemesi, göz tansiyonu ölçümü, katarakt olup olmadığına bakılır. Sorun tespit edilmez ise hasta 6 ay sora tekrar kontrole çağrılır. Göz kontrolünde göz dibi muayenesinde retinal damarlarda sızıntı, kanama veya görmede azalma tespit edilirse göz dibi damarlarını, sarı noktayı daha iyi görebilmek için göz anjiyografisi (ffa) yapılır. Göz anjiografisinde görmeyi tehdit eden yeni damar oluşumu, NVD veya NVE tespit edilirse fazla beklemeden hastaya argon lazer tedavisine başlanır. Her bir göze, yaklaşık beş seansta 2 bin atış yapılarak merkezi görme korunmaya çalışılır. Hastanın kendisine dikkat etmesi hastalığın gidişatı üzerine argon lazer kadar önemlidir” dedi.
Diyabet hastalığı göze vurduktan sonra takiplerin daha sık yapılması gerektiğini kaydeden Op. Dr. Durmaz, şeker hastalarının, belirli aralıklarla dahiliye, nefroloji, kardiyoloji, bölümlerine de gitmesi gerektiğini vurguladı.
“GÖZ KONTROLLERİNDE HASTANIN YAŞI ÖNEMLİDİR”
Göz kontrollerinde hastanın yaşının önemli olduğunu söyleyen Op. Dr. Durmaz, “Hasta 20 yaşın üzerinde ise başka bir göz hastalığı yoksa yılda bir defa göz doktoruna muayene olması takip için yeterlidir. Hasta 10-20 yaş arasında ise numara değişimleri daha çok görülebildiği için her altı ayda bir göz muayene olması gerekir. Hasta 10 yaşın altında ise birlikte göz tembelliği varsa her üç ayda bir, göz tembelliği yoksa her altı ayda bir göz muayenesi olması gerekir” ifadelerini kaydetti.
BEBEKLERDE GÖZ SAĞLIĞINA DİKKAT
Bebeklerde göz sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Durmaz, zamanında, normal kilosunda doğan bir bebeğin ilk muayenesinin 1 ay içinde göz doktoru tarafından yapılması gerektiğinin altını çizdi. Yeni doğan bebekte yapılan kontrollerde, göz doktorunun en çok kataraktı var mı, her iki göz bebeği eşit mi, yuvarlak mı, her iki gözde de retinal reflesi normal mi, gözyaşı kanalları açık mı? gibi soruların cevaplarını arayacağını dile getiren Op. Dr. Durmaz, “İkinci muayene bebek 6 aylık olduğunda yapılmalıdır. İnfantil esotropya denen şaşılık türü olup olmadığına dikkat edilir. Üçüncü göz muayenesi bebek 1 yaşına geldiğinde yapılmalıdır. Dördüncü göz muayenesi bebek üç yaşını bitirip dört yaşına girdiğinde yapılmalıdır. Bu muayene zamanı da çok önemlidir. Ve tüm çocukların göz tembelliğinin tespiti ve tedavisi için en uygun yaş 4 yaştır. 4 yaşındaki bir çocuk, gösterilen şekillerin yönünü söyleyebilecek zeka ve olgunluğa eriştiği için göz tembelliğinin tespiti en uygun ve basit bir şekilde bu yaşta yapılır. Ayrıca çocuk göz muayenesine bizzat katılabildiği için muayene objektif bir şekilde yapılır. Göz tembelliği tespit edilirse, tedavi için 3-4 yıl gibi zamanımız olduğu için bu yaştaki göz muayenesi çok önemlidir. Beşinci göz muayenesi çocuk okula başlamadan önce, 6 yaşında yapılmalıdır” açıklamasında bulundu.
Çocuklarda hipermetrop numarasının genellikle 9 yaşına kadar artış eğilimi gösterdiğini, 9 yaşından sonra ise düşmeye başladığını aktaran Op. Dr. Durmaz, “En azla numara düşüşü 13-16 yaşları arasında görülür. Bazen numara sıfır olur ve orada dururken, bazen de numara miyop olur. Çocuklarda miyop numarası çoğunlukla artış eğilimi gösterir, daha az sıklıkla numara aynı kalır, nadiren de düşer ve sıfır (emetrop) olur. Miyop ne kadar yüksekse artma ihtimali o kadar yüksek olur. Çocuk astigmatik bir gözlük kullanıyorsa çoğunlukla numarası aynı kalır, nadiren sıfırlanır, nadiren de artmaya devam eder. Astigmatizma üç çeşittir; miyop astigmat, hipermetrop astigmat ve karışık (mixed) astigmatizma” dedi.
Karbonmonoksit gazından 20 kişi zehirlendi