Dünyaya kapalı ve iletişimin olmadığı toplumlarda bütün dünyanın kendi bulundukları toprakladan ve kendi fikirlerinin veya yaşadığı toplumda kabul görmüş fikirlerden ibaret olduğunu zanneder.
İnternetin olmadığı ,Radyo ve Televizyonun bulunmadığı eğitimin yeterince verilmediği yıllarda , bütün evrenin kendimizin yaşadığı bölge olduğunu ve dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü hayal ederiz.
Gelişmemiş toplumlarda, halklar hurafelerle, masallarla, hikayelerle büyüklerimiz veya kendini lider konumuna sokmuş kişiler tarafında bizlere empoze edilmiş fikirlerle yaşamlarımızı tamamlamak zorunda kalıyoruz.
Demokrasinin olmadığı,çok sesliliğin yerleşik olmadığı, tek bir kanaldan verilen söylemler , düşünmenin korku üzerine yapılmış bir düzen ve insanı korku kadar korkutan birşey yoktur, bu toplulukları istediğiniz yöne çevirir ,istediğinizi yaptırırsınız.
Liderler hep kapalı toplum yaratmaya çalışırlar ;başlangıçta sosyal,demokrat olmalarına karşınzamanla yalnızlaşırlar ve çerresine karşı güvensizlikleri artar paranoyaları derinleşir ama bunun farkına varmazlar ve kendilerinin insanların mutluluğu için en ideal kişi olduğuna inanırlar,halkına karşı söylediği yalanlara bir süre sonra kendileride inanmaya başlarlar,bir bakmışız demokratik yolla gelmiş olan bir kişi artık demokrasinin adının geçmeyeceği bir toplum yaratmıştır ve toplumda bu durumu kanıksamıştır.
O zaman ne yapmak gerekir buda bilge insanlara düşüyor .”MONTAIGNE” 1571 yılında yazdığı denemelerinde der ki !
—-Bilgeliğe sahip olmak yetmez ondan istifade etmek gerekir.
—-Eğer kendine bir faydası yoksa ,bilge kişi hiçbirşey bilmiyordur.
—-Sadece sözde filozofluk taslayıp eyleme gelince korkan insanlardan medet umma.
Demek ki bilge insanlar halkın kapalı toplum haline izin vermemeleri gerekir yoksa sonumuz belirsizliğe bürünür.
Nevdet Ortauğurlu
ibrala.com
Karaman’da il binası yeni adresine taşındı