04 Ekim 2022 Salı
Her gün bir çırpınış farklı bir ilden gazetelerin üçünce sayfalarına düşüyor, ya da sosyal medya mecralarında bir gün canice katledilen KADIN’ın fotoğrafını siyahlaştırarak paylaşıyoruz. Sonraki gün hayat devam ediyor diyor ve unutuyoruz.
Son olarak Exxen ekranlarında izlediğim bir dizi sonrası yazmak istedim. Kadınlarımızın sessiz çığlığı olmak için bir olumsuz sebep mi gerekli hepimiz için. Bir evlat doğduğu günden itibaren yetiştirilme tarzı, yaşantısı ve rol modelleri ile hayata bakışını kazanıyor. Bizlere düşen her zaman kıymetlerini ve önemlerini bilerek başta annelerimize ve eşlerimize olmak üzere tüm kadınlarımıza hak ettikleri değeri vermek değil midir?
spinlira güvenilir mi
Televizyonlarda bir dönem aile olmayı, paylaşmayı, büyüklerimize saygılı olmayı öğretmişken bu dönem ise bencil olmayı, lüks yaşamanın önemini anlatıyor. Gündüz kuşakları çok küçük köylerde dahi özenti sonucu yaşanan aile dramlarını izlemeyi alışkanlık haline getirdik.
Toplantı üzerine toplantı yapan sivil toplum kuruluşları konu kadın cinayeti olduğunda kabuğuna çekilmese, köşe yazarı kişiler kadını “Coronavirüs”e benzetmese, mesela 650.000 kadın 2020 yılında KADES uygulamasını indirmek zorunda kalmasa keşke.
Evet, kadına hak ettiği değeri veren bir toplumdan, dünyada kadına en fazla şiddet uygulanan toplumlardan biri haline nasıl geldik. Geçmişimize baktığımızda kadın bir eş, bir anne, bir sırdaş, bir eğitimci, bir yol gösterici, zor zamanlarda sığınılan bir limandı. Görünürde olmasa bile arka planda aile ve sosyal yaşantımıza yön veren bir başroldü. Kadına verilen bu değer nedeniyle ki Mustafa Kemal ATATÜRK, 1934 yılında kadınlarımıza, Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi birçok çağdaş toplumdan önce seçme ve seçilme hakkı tanıdı.
Ancak, günümüzde kadınlara bazı hakların tanınması, onlara sanki bir lütufta bulunulmuş, bir ayrıcalık bahşedilmiş gibi görülmektedir. Bu bir ayrıcalık değil, tam aksine toplumsal adaleti sağlama adına kaçınılmaz bir aksiyondur. Bu nedenle, hayatımızda kadınları ötekileştirmek, görmezden gelmek ya da onları yok saymak aslında gerçeği inkar etmekle eş değerdir.
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü… Birçok STK ve devlet kurumu bu özel ve anlamlı günü kutlamak adına bir dizi etkinlik yaprak kadının yanında olduğunu gösterme çabasına girecek. Ama tüm bu farkındalık oluşturma girişimlerine rağmen 2020 yılında resmi verilerine göre katledilen kadın sayısı 226 ve bu sayıya her gün bir yenisi daha eklenmekte. Artık daha fazla kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet haberleri almaktan BIKTIK!
Yazımı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihe ışık tutan bir sözüyle sonlandırmak istiyorum: “Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadının, bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapma yoludur.”