h Dolar 32,6026 % 0.39
h Euro 34,8080 % 0.39
h Çeyrek Altın 4.275,00 %-0,07
h BIST100 9.481,58 %-0,45
a İmsak Vakti 02:00
Karaman 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER
Bülent Han

Bülent Han

15 Mart 2022 Salı

Çağın Hastalığı Mobbing

Çağın Hastalığı Mobbing
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Son zamanlarda farklı illerde farklı kurumlar da çalışan bir çok tanıdığımın; bir kısım sıkıntılarını ve sitemlerini sosyal medyalarında paylaştıklarını gördüm.Bazı arkadaşlarımın da göz yaşlarına şahit oldum.

Tüm bu yaşananlar aslında kurum içi mobbingiydi.

Mobbing ile ilgi bir çok tanımlama yapılabilir. Ama yaşanan eziyetin yanında tanımlamaların bir önemi olmadığını düşünüyorum.

Mobbinge maruz kalanların; işlerinde pasivize edildikleri,kişilik değerlerine saldırı yapıldığı ,mesleki itibarlarının zedelendiği,kurum içi sosyal ilişkilerinin bozulmakta olduğu ve genelde sağlık sorunlarıyla da karşılaştıkları bir gerçektir.

Yaşanan bu gerçeklerden yola çıkarak mobbinge maruz kalan herkesin, maruz kaldığı içeriğe göre kendince bir mobbing tanımıda olabilir.
Mobbing hizmet kalitesini,verimliliği düşürmekte ve çalışanın hizmet verirken çözüm üreten pozitif yaklaşımını da engellemektedir.

Mobbingi kimler yapar? Malesefki çalışma barışını sağlamaktan sorumlu,adaletli davranışlar sergilemesi gereken fakat segilemeyen yöneticiler, birbirine üstünlük kuramaya çalışan mesai arkadaşları kısaca sorumluluğunu aldığı görevin yetkinliklerine sahip olmayan herkes mobbing uygulamaktadır.

Niye iş ortamında tercih mobbingdir?

Zaman zaman kurumda yönetici iken yönettiği kişilerle tekraren mesai arkadaşlığı yaparak çalışıldığına çokça da rastlanmakta iken yönetici niye mobbinge başvurur? Ya da aynı ortamda aynı görevi icra eden biri diğerine çıkarı için neden mobbing uygular.

Mobbingci yöneticiler aldığı görevin yetkinliklerine haiz olmayan, ego sarmalında boğulmuş,sürekli tanıdığı üst makamların gölgesinde varolan,üst makamın gözüne girmek için onlara izzet ikramda bulunan, sorumluluklarından ziyade kişisel menfaatlerini daha çok gözeten kişilerdir.

Mobbing severlerin genel tavırlarıda şu şekildedir.

Görevini icra eden sorumluluğu altında hizmet üreten çalışanlardan koşulsuz itaat beklerken, sürekli kendilerine çalışanlarından taltıf ve yanında olduklarını göstermelerini isterler. Aslında pek iş üretmezler, ama çalışanların ortaya çıkardıkları hizmetleri kendilerinin başarısı gibi reklam etmeyi de çokça severler.

Mobbingci yönetici sorumluluk alanının içinde olan kendisini hoş tutan yandaşlarla sıkıfıkı olur ve bu tip yandaşın çoğalmasına özen gösterir.Kuvvetini ve tesirini artırır. Destekcileri de bir menfaat için bin doğruyu feda eden, hizmetin gereklerini yerine getirmeyen, hizmet üretmeyen, işten kaçan, tiplerdir. Bu tiplerde mobbingin ortağıdırlar.Söz sahibidirler.Sizin haksızlığa uğradığınızı görürler ve kaybetmenize karşı duruş sergilerler.

Size haksızsın diyerek sesiz kalmanızı ya da sinmeyi tavsiye ederler.Bazende mobbing yandaşı; başarılı çalışanı çekemeyen kıskanç,haset ve fesat diğer çalışma arkadaşlarıdır.Malesef ki bazen de menfeatlerine yenik düşen diğer çalışma arkadaşları da bu sarmala dahil olmaya can atar.Onlarda mobbingin parçasıdır.

Liyakat sahibi üst yöneticilerin, mobbing şikayetlerine ciddiyetle yaklaşıp önlemek için çaba içerisinde olmaları; çalışma oratmında adaleti tesis etmenin yanında, kurum hedeflerinin de kaliteli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacaktır.

Mobbing uygulayanlar için; Türk Ceza Kanunu’nun da, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasının olduğuda bilinmelidir.

Mobbing madurlarının yürekten itirazlarına; mobbinge şahit olan diğer çalışanlarda aynı yürekliliği göterse ve sesiz kalmaslar ne mobbing ne de mobbingci yönetici kalır orta yerde .

Bülent Han
ibrala.com

Devamını Oku

10 Kasımda Atatürk ve Liderlik

10 Kasımda Atatürk ve Liderlik
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yönetim, kısaca yönetme işi ya da yönetme, başkaları vasıtasıyla iş görmek, önceden hedefler belirleyerek çalışanların çabalarını bu hedefler doğrultusunda koordine etme süreci, grup halinde çalışarak belli hedeflere ulaşma eylemi demektir.

Yönetim süreci planlama ile başlar. Planlama yönetimin birinci ve en önemli fonksiyonudur. Yönetim işlevinin temelinde belirli amaçları gerçekleştirmek vardır. Planlama bu amaçların belirlenmesi ve bunlara nasıl ulaşılacağının kararlaştırılması ile ilgili faaliyetler topluluğudur. Süreçte önemli olan sürekli olarak bugünden, gelecek hakkında, kısa ve uzun vadeli amaçlar ile bunları gerçekleştirmek üzere izlenecek yollar hakkında düşünmektir.

 

Liderlik, belirlenen hedeflere ulaşmada birey ve grup davranışlarını etkileme, yönlendirme süreci olarak tanımlanabilir.
Liderler; açık görüşlü, risk alan, başkalarını etkileme gücüne sahip, iyi iletişimci, yönetimsel sorun ve anlaşmazlıkları çözme becerilerine sahip kişilerdir. Ayrıntılar üzerinde fazla zaman harcamazlar, kurallardan çok sonuçlara odaklanırlar. Birlikte çalıştıkları insanlarla sürekli iletişim içinde olurlar. Bulundukları görevsel pozisyonun başlarını döndürmesine izin vermezler, zor ve karmaşık olayların üzerine giderler. Bütün sorunların çözümünde çalışanların potansiyellerinin de çözümün odağında yer alması gerektiğinin farkındadırlar. Geleceğe dair kimsenin aklına bile gelmeyen cesurca kararlar alırlar.

Büyük önderdeki öngörüye bakar mısınız?

Yıl 1929 , lise 3.sınıf ders kitabının adı Kozmografya Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar. Hikayesi ise inanılmaz… Türkiyedeki ilk astronomi kitabı. O dönem insanlar dünyanın düz olduğunu ya da boğanın boynuzları üzerinde durduğunu düşünüp konuşuyordu.

Astronomi nedir, kimse bilmiyordu. Ama bir kişi bunun önemini biliyordu. Dünyada başka örneği yoktur, bir devlet adamının astronomi kitabı yazdırmasının. Evet, Kozmografya, Atatürk’ün isteğiyle Ali Yar Bey’e 1929’da yazdırılmıştır. Gezegenler, mevsimler nasıl oluşur, kara delik nedir, Aristo’dan başlayarak Kopernik’ten Galileo’ya tüm uzmanların düşünceleri, Samanyolu haritasına kadar her şey bu kitaba konulmuştu.

Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazdırılan bu kitap Profesör Dr. Fahrettin Akbulut’un oğlu Selman Akbulut ‘un ilgisini çeker ve ona yön verir. Kozmografya bir profesör daha meydana getirir. Prof. Dr. Selman Akbulut Matematik ve astronomi alanında yaptığı çalışmalardan ötürü uluslararası ödüllerle taçlandırılır.

Yani bu kitap Selman Akbulut’un, matematik ve astronomi alanında önemli çalışmalara imza atmasına ve Selman’ın dünyaca tanınan bir bilim insanına dönüşmesine vesile olmuştur.
İşte bu olay bile tek başına bir lideri ve ön görüsünü anlatmaktadır. Bu günlerimizde Ülkem insanı önderin liderliğini tartışmaya açarken, elin adamı diyeceğimiz; Dr. Hugh Percy Wilkins 1956 senesinde Ay’daki bir kratere büyük saygı duyduğu Atatürk’ün adını vermiştir.

H. P. Wilkins ve P. Moore tarafından müşterek çıkarılan “The Moon” adlı, ay engebelerini ve açıklamalarını gösteren atlasın 86. sayfasında konu edilen üç kraterden birinin adı Atatürk olarak isimlendirilir ve detaylı tanımı bulunur. (Atatürk krateri, 28.962 kilometre çapında, halka şeklinde, derin bir krater. Merkez tepenin yüksekliği de 30 metredir.)

Sonuç olarak yöneticilik ve liderlik özelliğine örnek olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü gösterebiliriz. Mustafa Kemal Atatürk ileri görüşlülüğü, organizasyon kabiliyeti, ortak hedefleri belirleyebilmesi ve üstün temsil edebilme yetisi sayesinde gelişen ,değişen, büyük TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletinin temellerini atmıştır.

Bülent Han

ibrala.com Köşe Yazarı

Devamını Oku