h Dolar 32,5807 % 0.32
h Euro 34,8328 % 0.32
h Çeyrek Altın 4.276,00 %-0,05
h BIST100 9.453,77 %-0,74
a İmsak Vakti 02:00
Karaman 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER
Nurçin Çotuk

Nurçin Çotuk

15 Kasım 2021 Pazartesi

Çocuklara ödev yapma sorumluluğu nasıl kazandırılır ?

Çocuklara ödev yapma sorumluluğu nasıl kazandırılır ?
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Ders çalışma sorunu, hem öğretmenlerin hem de anne-babaların en fazla şikayet ettikleri konulardan biri. Yetişkinlerin bakış açısına göre, çocuklara her türlü imkan ve fırsat sağlanmasına rağmen büyük bir sorumsuzluk göstererek ders çalışmıyorlar. Öğretmenler, anne babalar, ellerinden geleni yapmalarına rağmen istedikleri sonucu alamayınca da zaman zaman aşırı kaygılanıp öfkeleniyorlar. Duygularını yönetemedikçe de çocuklarının ders çalışma sorunu içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Çoğu ailenin şikayeti çocuklarının Dersin başına oturmadıkları gibi telefon, bilgisayar ellerinden düşmemesi. Bu çocuklar genel olarak sıkılan çocuklar. Dersin başında oturamayan, çabuk sıkılan, dikkati çabuk dağılan, ders çalışma isteği olmayan çocuklardır.

Eğer çocuğunuz siz söylemeden kendi kendine ders çalışmaya başlayabiliyorsa bu farkındalık düzeyinin geliştiğinin ve bireysel sorumluluğunun şuurunda olduğunun bir göstergesidir. Bir çok anne-babanın çocuklarının kendi başına ders çalışmaya oturmadığından şikayetçi . Oysa ki nasıl ders çalışacağını öğretmek yerine önce sorumluluk duygusunun kazanılmasını sağlamak şarttır. Çünkü sorumluluk bilinci otokontrol dediğimiz çocuğun kendi kendini kontrol edebilmesini sağlayacak, disiplin anlayışını geliştirecektir. Çalışmaya başlamak, çalışmayı devam ettirmek, çalışmayı devam ettirebilecek motivasyonu kazanmak ta bunların içindedir. Sorumluluk duygusunun kazanılması size ve çocuğunuza ergenliğinde, kendisine de hayatının her aşamasında lazım olacaktır. Unutmayalım bizler her zaman çocuğumuzun yanında olamayacağız. Sorumluluk bilinci çocuğumuza en çok kendi başına hareket etmek zorunda kaldığı durumlarda lazım olacaktır.

Çocuklarının başarılı bir eğitim dönemi geçirmesini isteyen birçok anne-baba, ders çalışmaları için onlara sürekli baskı yapıyor. Ancak, farklı nedenlerle ders çalışmayan çocuklar üzerinde “ders çalış” diyerek baskı kurmanın faydadan çok zararı vardır.. Çocuğa sürekli komut vererek onu derse yönlendirmeye çalışmak yerine, ders çalışmasına engel bir durum olup olmadığını araştırmanın sorunun temeline inmek daha etkilidir.
Yapılması gereken iş öncelikle ders çalışmalarına engel bir durum olup olmadığını araştırmaktır. Dikkat sorunu mu var? Moralleri mi bozuk? Aileye ve ya okula tepki olarak mı çalışmıyorlar? Bunu bulmak gerekir. Gerekirse bir psikolog ya da psikiyatriste başvurup dikkat testi yaptırmalı. Bu testlerden bir MOXO dikkat testidir ve Karaman’da bu testin tek uygulayıcısı ESSE Çocuk ve Ergen Danışmanlık ve Gelişim Merkezidir. Dikkat eksikliği varsa bununla ilgili profesyonel destek almak gerekir.

Aileler  ‘Git ders çalış’ demek yerine çalışacakları bir konuyu ya da okuyacakları bir kitabı yanlarına alıp çocuklarının yanına oturarak yapabilir. Sizi görünce derse daha çok motive olacaklardır.

Anne – babalarımızın önemli bir yanılgısı var. 2, 3, 4 saat odasında kitap defterin üzerine abanmış çalışıyor zannettiğiniz çocuğunuz belki de hiç çalışmıyor. unutmayın önemli olan kafayı kaldırmadan ders çalışmak değil verimli ders çalışmaktır.

Burada anne – babaya da önemli bir görev düşüyor: o da verimli çalışmayı çocuğunuz kadar siz de bilmek zorundasınız.

Çocuğunuzun öğrenme stilini keşfedin

Mutlaka dikkat, algılama, kişilik, çalışma alışkanlığı, üstün yetenek erişim envanteri, MOXO Dikkat Testi gibi hem “çocuğunuzu nicel olarak tanımanızı” sağlayacak hem de ders ve okul başarısına çok ciddi katkıları olabilecek konularda test uygulatarak uzman yardımı almaya çalışın. Dikkat ve algı testi daha çok okuma ve dinlemenin geliştirilmesi sonucu ile sınavlarda,  çalışma alışkanlığı testi çocuğunuzun dinleme – not alma – bireysel çalışma ile ilgili yeterli olup olmadığını, üstün yetenek erişim ise çocuğun geliştirilebilir, farklı ve üstün özelliklerini görmenizi sağlar.

Plan ve Uygun Taktik Geliştirmek

Bazı çocuklar sıralı ve sürekli birbirinin aynısını tekrar ederek izleyen işleri yapmakta zorlanırlar. Bu tür öğrenciler bir programa uymakta da zorlanırlar. Onun için programları sevmezler genellikle. Anne – babalar çocuklarını 1 hafta çok iyi gözlemleyip ve not alın. Okuldan geldikten sonra okula gidinceye kadar zamanı nasıl geçiyor. Hangi saatlerde neler yapıyor, not alın. Zaman olarak özellikle boşluklarını yakalayın. Çok verimsiz geçirdiği süreleri tespit edin. Çocuğun “olmayan o genel programına” dokunmadan verimsiz geçirdiği boşlukları siz doldurun. Çünkü yeni alışkanlıkların yerleşmesi için eski alışkanlıkların çözülmesi gereklidir. Alışkanlıklar değişmezse sonuçlar da değişmez. Dersleri programa beraber yerleştirin. Gerekirse program tamamlamayla ilgili çocuklarınızı teşvik edecek puanlama sistemi uygulayın. Yerleştirirken başaramadığı derslere biraz daha ağırlık vererek yerleştirin. Eğer katkısı olursa programı sahiplenir, kolay uyum sağlar. Her gün okuldan geldikten sonra bir müddet çocuğunuzun dinlenmesi amacıyla serbest zaman etkinliği olsun. Çocuğun da ders dışı bir hayatının olması gerektiğini unutmayın. Bu zaman zarfında rahatlasın, uzansın, oyun oynasın vb. Dersler çalışılırken birbirini bir sayısal ders bir sözel ders şeklinde izlesin. En dinlenmiş olduğu zamanlarda en az bildiği ve en zayıf olduğu dersi çalışsın.

Zamanı değerlendirme bilinci

Çocuğunuza zamanı değerlendirme bilincini kazandırın, az zamanda bir çok işin planlanarak kısa sürede bittiğini görmek çocuklarınıza bu bilinci kazandıracaktır.

 

O ders çalışırken siz ……

Çocuğun çalışma odası ve masasının düzenli olmasını sağlayın. Oda düzenini siz değil çocuğunuzun sorumluğu olduğunu unutmayın. Çalışma odasında çalışmaya alternatif oluşturacak (internet, tv., oyun vb.) bir şey olmamasına dikkat edin.

Çocuğunuz ders çalışırken siz ebeveyn ve diğer kardeşler olarak içeride odasında ders çalışan çocuğu “ben burada ders çalışıyorum onlarsa film izliyorlar” diye çekebilecek davranışlardan da sakınmalısınız. O ders çalışırken kendinize ait bir meşguliyet bulmak en iyisi. Ya da kitap okuyup güzel ve nitelikli sohbet etmek olabilir. Bu davranışımız aynı zamanda çocuğa da örnek olacaktır. Çünkü anne – babalardan en çok gelen şikayetlerden biri de “çocuğum kitap okumuyor” şeklindedir. Biz de şunu soruyoruz “siz çocuğunuza göstere göstere kitap okuyor musunuz?” çocuk görmediğini öğrenmez ve yapmaz.

Yanlışa ve olumsuza odaklı olmak

Aileler çoğunlukla bir şeyi öğütlerken ederken olumsuzluklardan yola çıkarak devam eder. “Dersine çalışmazsan başarısız olursun” yerine “başarılı olmak için şunları yapmalısın” veya “şöyle yaparsan daha başarılı olursun” gibi. Çünkü bilinçaltı olumluyu algılama eğilimindedir. Dilimizi olumlu şekilde kullanmaya alışmalıyız.

Çocuğunuzu okula karşı negatif etkileyecek, okulla, öğretmeniyle ve okumakla ilgili olumsuz eleştirileri onun yanında yapmayın. Çocuğunuzun hayatında neyi çoğaltmak istiyorsak ona vurgu yapalım, değiştirmek istediğimiz davranışını odağa alalım.

Yanlış soru: Bu gün okulda ne yaptın?

Çocuk okuldan geldiğinde anne-babaların sorduğu en beylik bir o kadar da yanlış olan soru budur: bu gün okulda ne yaptınız? Onun yerine şu soruyu sorun: “bu gün okulda tam olarak ne öğrendiniz?” Çocuk öncesinin de verdiği bir alışkanlıkla ısrarla ne yaptığını söyleyecektir. Siz de ısrarla istediğiniz cevabı alıncaya kadar aynı soruyu sormaya devam edin: “bu gün okulda tam olarak ne öğrendiniz?” Bu soru çocuğun okulda öğrendiklerini size de özetlemesini sağlayacak adeta küçük bir tekrar olacaktır. Cevap veremediğinde yönlendirici sorularla onu çözmeye çalışın: “mutlaka benimle paylaşmayı istediğin çok güzel şeyler vardır” gibi. Çocuk, bu soruyla muhatap olacağını bildiği için derslerde daha dikkatli olmaya çalışacaktır.

Yanlış emir: “hadi yavrum dersine çalış”

Bunun yerine “dersine yemek yemeden önce mi yemeğini yedikten sonra mı çalışmak istersin” gibi bir soru sormak çocuğa tercih hakkının olduğunu gösterecektir.

Bir davranışın yerleşmesi, o davranışın alışkanlık halinde devam etmesi ve kişilik haline gelmesi çok sabır isteyen bir durumdur. Ailelerde en çok şunu görüyorum; anne – baba birkaç kere deniyor, olmadı hemen vazgeçiyor. Çocuğun bazı şeyleri yapmamak için gösterdiği sabrı, kararlılığı ve tutarlılığı maalesef büyüklerde gösteremiyor.

Uzun süreli ders çalışan çocukların sıkıldıkça ara vermelerine de izin verin. Çeşitli spor faaliyetleri ile çocuğunuzu destekleyin. Spor enerjilerini atmalarını, iç disiplin sağlamalarını ve odaklanmalarını destekleyerek dersin başına geçme ile ilgili içsel motivasyonlarını artıracaktır. Bütün bunları yapın, yine çalışmıyorsa kızmayın, çok üzerine gitmeyin. İmkanınız varsa bir eğitim danışmanına başvurarak çocuğunuzun ders çalışması için yardım alın.

NURÇİN ÇOTUK

PSİKOLOJİK DANIŞMAN-AİLE DANIŞMANI