Türkiye Barolar Birliği, “hasar danışmanlık” şirketi adı altında hem vatandaşlarımızı hem de avukatları zarara uğratan iş takipçisi şirketlere karşı yürüttüğü yasal mücadeleyi kazandı. Meclis’te çıkan kanunla, sigortalının alacağını devretmesi yasaklandı, sigortalının alacağını takip yetkisi de avukatlara verildi. Sigortalı rahatladı, avukatlar hakkını aldı.
İş takipçileri; ambulans, çekici, acil servislerden haber alıp yaralamalı, ölümlü, hasarlı olan kazalarda sigortalıyı buluyordu. Sigortalının içinde bulunduğu kötü durumu istismar ederek, “zararınızı hemen ödemek istiyoruz” ya da “biz sizin adınıza olayı takip etmek istiyoruz” diye yaklaşıp sigortalıdan alacağının devrini alıyor ya da kendilerine vekaletname verilmesini sağlıyordu. Şirketler, devri ya da vekaletnameyi aldıktan sonra sigortalıya bir miktar para ödüyordu. Sigortalı bir süre sonra zararının aldığı miktardan kat be kat fazla olduğunu anlasa da hak talebinde bulunamıyor, bulunsa da lehe bir sonuç alamıyordu.
Sonuçta hem avukatın elinden iş imkanı alınmış hem de vatandaşın hukuki hakkı deyim yerindeyse “gasp edilmiş” oluyordu.
Bu konuda Türkiye Barolar Birliği olarak özel komisyonlar kuruldu. Tüm barolarla birlikte bu konu baro başkanları toplantılarında ana gündem maddesi yapıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı nezdinde konu birinci elden takip edildi. Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü ile birlikte çalışıldı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile doğrudan doğruya görüşmeler gerçekleştirdi. TBB tarafından konu Meclis’teki görüşmeler sırasında da yakından takip edildi.
Vatandaş her ne kadar hasar danışmanlık şirketinden peşin bir para alsa da gerçek zararını karşılamıyor, hasar danışmanlık şirketi daha sonra çok daha büyük meblağları sigorta şirketinden tahsil ediyordu. Sonuçta vatandaş çok büyük zarara uğruyordu.
Sonunda hem vatandaşın hakkını hem avukatın iş alanını koruyan kanun çıktı.
Sigortalının alacağını temlik (devretmek) etmesi yasaklanarak, zarara uğraması önlendi. Sigortalının alacağının sigorta şirketi nezdinde takibinin de, sadece sigortalının kendisi, kanuni temsilcisi, birinci derece yakını veya avukatı tarafından yapılması zorunlu hale getirildi. Böylece yıllardır kangrene dönüşen bir sorun çözülmüş oldu.
Bahçesaray’da ‘çilek’ mevsimi