Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Enver Avcı, iltihabi bağırsak hastalığı bulunan hastalarda fazla baharatlı, kolalı gıdaların sıkıntıya neden olabileceğini belirterek, “Özellikle ağrı kesicilerden uzak durmalarını istiyoruz. Gerekirse antibiyotik kullanımından uzak durmalarını istiyoruz” dedi.
Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Enver Avcı, inflamatuar bağırsak hastalıklarının, bağırsağın iltihabi hastalıkları olduğunu belirtti. Hastalığın crohn hastalığı ve ülseratif kolit şeklinde ikiye ayrıldığını söyleyen Uz. Dr. Enver Avcı, “Ülseratif kolit, bağırsağın sadece mukozasının tutulumuyla giderken crohn hastalığı ise tüm katmanlarını tutabilir ve ağızdan anüse kadar herhangi bir bölgeyi tutma ihtimali vardır. Ancak ülseratif kolit de ise sadece kolonun tutulması söz konusudur. Özellikle ülseratif kolit hastaları kanlı dışkılamayla başvururlar. Ancak sadece ishal de olabilir. 3 haftayı geçen ishal durumlarında genelde biz inflamatuar bağırsak hastalıkları açısından araştırmanın gerek olduğunu düşünürüz. Çünkü çoğu zaman kronik ishal altından inflamatuar bağırsak hastalıklar çıkar. Ülseratif kolit, genelde bağırsağın son kısmının tutulumuyla gider ve zaman içerisinde bağırsak ön kısımlarına doğru gelirken, crohn hastalığı daha çok ince bağırsağın son kısmı, kalın bağırsağın ilk kısmında tutar. Ülseratif kolit çoğu zaman tedaviyle kontrol altında tutulabilir. Ama crohn hastalığında komplikasyonlar nispeten daha fazla olabilmektedir. Bu hastalarda fistül ve apse olabilir. Striktür dediğimiz darlık gelişebilir” dedi.
“Ameliyatı sadece bir problem ortaya çıktığı zaman kullanıyoruz”
Crohn hastalığının ülseratif kolite göre kısmen daha ağır bir hastalık olduğunu ifade eden Enver Avcı, “Ülseratif kolitte hastaların medikal tedaviye rağmen yanıt alamaması durumunda cerrahi operasyon ile tamamen bağırsak çıkarılıp ortadan kaldırma şansı vardır. Ama tabii ki her organ çok kıymetli olduğu için olabildiğince ameliyatı yapmamaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince medikal tedavilerle hastaları kontrol altında tutuyoruz. Crohn hastalığında ise ameliyat, tamamen ortadan kaldırmaz. Ameliyatı sadece bir problem ortaya çıktığı zaman kullanıyoruz. Çünkü her seferinde yeniler. Yani hastayı ameliyat edersiniz, bir yıl sonra farklı bir bölgeden tekrar çıkabilir. Onun için crohn hastalığında ameliyat bir tedavi şekli değildir. Sadece komplikasyonları, yeri geldiği zaman yönetmek için kullanılır” diye konuştu.
“Hastaların durumuna göre tedavi şekli belirlenir”
Tanıda hastaların kliniğinin en önemli olan şey olduğunu dile getiren Avcı, “Üç haftayı geçen ishal, özellikle kanlı ishal bizim için çok kıymetli. Hastaya kolonoskopi yapılarak o bölgenin mukozası değerlendirilir ve biyopsiler alınır. Klinik, endoskopik bulgular ve histopatolojik bulgularla hastanın tanısı konulur. Aynı zamanda buna neden olabilecek diğer aynı görüntüyü verebilecek hastalıkların da dışlanması gerekir. Bunlar enfeksiyöz, tüberküloz gibi hastalıklar, ağrı kesici kullanımına bağlı bağırsak mukozasının bozulması olabilir. Bunların hepsini dışladıktan sonra teşhisimizi koyuyoruz. Hastaların durumuna göre tedavi şekli belirlenir. Örneğin crohn hastalarının bir kısmı acil bir şekilde gelir. Hastanın kliniğine göre başlayacağımız ilaçların gücü belirlenir. Hastaların tedavisini artık sadece semptomları gidermeye yönelik değil, elimizden geldiğince mukozanın tamamen iyileşmesini istiyoruz. Böylelikle tam bir tedavi sağlama amacımız var. Eskiden sadece hastanın semptomlarının giderilmesi yeterli görülürken bugün artık mukozanın tamamının iyileşmesi öngörülüyor” şeklinde konuştu.
“Fazla baharatlı, kolalı gıdalar hastalarda sıkıntıya neden olabilir”
Hastaların uzak durması gereken konulara da değinen Avcı, “Hastalarımızın özellikle ağrı kesici kullanmasını istemeyiz. Fazla baharatlı, kolalı gıdalar hastalarda sıkıntıya neden olabilir. Onun için özellikle ağrı kesicilerden uzak durmalarını istiyoruz. Gerekirse antibiyotik kullanımından uzak durmalarını istiyoruz. Tedavilerinin düzenli bir şekilde yapılması çok önemli. Çünkü tedaviyle hastalık kontrol altına alındıktan sonra hastaların bir kısmı ilaçlarını bırakmaktadırlar. Ama sonra hastalık daha şiddetli bir şekilde dönebilir. O gereksiz bırakmaya bağlı olarak daha ağır bir hastalık tablosu oluşabilir. Onun için hastalar asla doktorunun izni olmadan ilaçlarını bırakmamalılar. Hastalarımızın kas eklem tutulumları, göz tutulumu, cilt tutulumu ve karaciğer tutulumu olabilir. O açıdan da hastalarımızı sürekli takip altında tutmak zorundayız. Hastalarımızın bir gastrolog tarafından takibi önemli. Çünkü gastroenteroloji bu işin uzmanı olduğu için nerde ne yapılması gerektiğini, nerede müdahale etmesi gerektiğini daha iyi tespit edebilir. Bu tür hastalarımız kronik hastalardır. ’Bir ishal oldum ve geçti’ şeklinde düşünmemelidirler. Her zaman doktorlarına kontrole gitmelidirler” ifadelerini kullandı.
Solunum sıkıntısı yaşayan yeni doğan bebek için seferberlik