23 Mart 2022 Çarşamba
Lütfi Özkal ekonomi yazları ile artık ibrala.com Haber sitesinde. İlk yazısı “2020 iyi salladı” ile sizlerle
2020 yılını uğurladığımız şu günlerde “çok şükür gidiyor” diyemiyorum, çünkü gelenin ne olacağını kestiremiyorum. Hal böyleyken gidene el sallayıp gelene karşı temkinli davranmayı yeğliyorum.
2020 nasıl başladı pek hatırlamıyorum. Umut mu doluyduk, sevinç mi yüklüydük inanın hafızamda yok fakat herkes için kötü gittiği belli. Genelde ekonomik veriler dışında değerlendirme yapmayı çok sevmiyorum. Bu sebeple piyasadaki verileri sizlere sunarak 2021 hakkında bir düşüncenizin oluşmasına yardımcı olmaya çalışacağım. Yardımcı olabilirsem ne mutlu bana.
Bütçeden başlayalım isterseniz. 2019 yılında hazırlanan 2020 yılı bütçesini maalesef tutturamadık. Bütçede 138 milyar lira açık öngördük ve bu rakama 7 ay gibi bir sürede ulaştık.
Altın gramı 300 lira gibi bir seviyede 2020 yılına gözlerini açarken 530’lara kadar çıkmayı başardı ve şu an 450 seviyelerinde. Altını olanlar iyi kazandı dersek yalan olmaz. Dolar 6 lira seviyelerinde 2020’ye merhaba demesine rağmen, şu an 7,85 dolaylarında. Kazancı altın kadar olmasa da fena sayılmaz.
Motorin ve benzin herkesin zannettiği (ya da algıladığı gibi) artmadı. 2020’ye litresi 6,70 TL dolaylarında başlayan motorin düştü – çıktı yine 6,70 TL seviyelerinde seneyi kapatmaya niyetli. Benzin de aynı şekilde 7,15 TL’den düştü, çıktı 7,15 seviyelerinde seneyi kapatacak gibi duruyor. (Kaynak, OPET)
Yatırımcı için kötü bir yıl oldu. Araya pandemi girdi, belirsizlik baş gösterdi. Ekonomik veriler alt üst oldu. Gelecek günlerde işin renginin değişmesi muhtemel. Küresel çapta hızlı bir ticaret serüveni başlayacak ve bununla birlikte bazı aktörler de değişecek gibi duruyor. Ekonominin iyi yönetilmesi durumunda bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin eldivenden merdivene kadar her kalemde siparişe boğulacağına inanıyorum.
Faizin yükselmesi yatırımcıyı zora sokan bir durum oldu. İşletme sermayesinin çok büyük bir bölümünü banka finansmanı ile sağlayan yatırımcı maalesef kârının da büyük bir bölümünü bankalarla paylaşacak uzun bir süre. Bir de kredi çekip de borç ödeyecek olanın vay haline.
Sadece yatırımcıyı değil, yeni yatırımları da olumsuz etkileyecektir faiz yükselmesi. Hazırda çalışmadan kazanç getirecek risksiz bir yatırımı hiç kimse riskli bir yatırıma değişmez.
Pandeminin ilk döneminde finansman kaynakları (kredi ve hazine destekleri) yerli yerinde kullanılmış olsaydı 2021 yılı için büyük umutlarım vardı. Fakat bol keseden dağıtılan krediler bizlere 2021 yılı ve sonrası için yüksek enflasyon, dış ticaret açığı ve hazine yükü olarak miras kaldı maalesef. Yerli üretimi destekleyecek bir model üzerinden krediler dağıtılmış olsaydı çarpan etkisi ile hazineden çıkan miktarın daha fazlası hazineye geri dönebilirdi.
Enflasyon demişken, 2020 yılı yıllık enflasyon rakamı yüzde 12 dolaylarında seyrediyor. Bu rakamı alıp herkes kendi enflasyonu ile kıyaslayabilir. Benim enflasyonum bu rakamın çok üzerinde maalesef.
Bu senenin unutulmazları arasında bankaların açıkladıkları net kâr artışları olacaktır. Sözde zararına kredi dağıtan, müteşebbisin yanında olduğunu ima eden o güzide finans kurumlarımızın net kârı yüzde 30’dan fazla artmış durumda.
Bir laf vardır ya hani “sözün birini bırakıp ötekine atlamak” diye, o geldi aklıma. Laftan lafa atladık, ufak bir hatırlama yaptık. Belki daha derin analizlerle satır aralarını açıp, her satır için bir makale hazırlanabilir. Fakat oynayamayan gelin misali “yerim dar, ne yapayım”.
Sağlıkla kalın, hoşçakalın.
Lütfi Özkal
ibrala.com