18 Nisan 2024 Perşembe
“Stagflasyon” terimi, bir ekonomide fiyatların sürekli yükseldiği ancak talebin azalması(pahalılık ve yeterli talep olmayışı vb.) nedeniyle ekonomide, Enflasyonla birlikte Durgunluğunda yaşandığı ve işsizliğinde arttığı ekonomiler için kullanılır.
Ekonomideki daralma “Türkiye stagflasyona mı giriyor” tartışmalarını yeniden başlattı. Türkiye’nin ekonomideki en kötü senaryolardan biri olarak kabul edilen stagflasyona girdiği, tartışmalı bir konu olsa da, maalesef hızla bu noktaya doğru gidildiği noktasında çok ciddi işaretler var.
Konuyu anlamak adına biraz teorik bilgi verelim; Bize üniversitede öğretilen iktisat teorisine göre; enflasyon ve işsizlik arasında TERS orantılı bir ilişki vardır, yani “Enflasyon” yükselirse “İşsizlik” düşer. Örneğin bir ülkede ekonomide durgunluk varsa, bu durum istihdamın düşmesi anlamına gelir, ancak enflasyon olabilmesi içinde “Toplam Arz < Toplam Talep” olmalıdır. Yani ülkede çalışacak işgücü kalmadı manasına gelir. Stagflasyonda ise; durgunluk artar, Enflasyon artar ve istihdam düşer.
Ülkemizde son üç haftadır döviz kurunda çok ciddi fiyat artışları meydana geldi. Hükümetin düşük faiz politikasında ısrarcı olması bunun en büyük nedenlerinden biri. TL’nin bir ayda % 30 değer kaybetmesi(Devalüasyon) ve üzerine bazı mallarda piyasada % 100’lere varan fiyat artışları, vatandaşın alım gücünü ciddi anlamda zorlamakta, ticaret yapanları ise sattığı fiyattan tekrar ürün bulamama tehlikesiyle karşı karşıya getirmektedir.
Hem ülkemizde hem de dünyada, hem tedarik hem talep noktasındaki problemler, üretimde düşüşlere yol açıyor ve enflasyon içinde durgunluk, yani stagflasyonun belirtileri hissediliyor.
Peki vatandaş ve esnaf bu durumda ne gibi önlemler alıyor?
1-Piyasada hissedilen Enflasyon vatandaşın alım gücünü zayıflattığı için, insanlar zorunlu ihtiyaçlar dışındaki harcamaları erteliyor. Bu durum; piyasadaki ticaret hacmin daralmasına ve ekonomik durgunluğa neden oluyor.(Stagflasyon’un ekonomik durgunluk bacağı)
2-Ticaretle uğraşanlar; değişken kur nedeniyle maliyetlerinde sürekli değişmesi nedeniyle, ellerindeki malları fiyatlar dengelenene kadar satmamayı tercih ediyor. Bazı ürünlerde sattığınız fiyata 3 gün sonra, esnaf kendisi alamadığı gibi, para ile de olsa mal bulamayabiliyor. Bu durumda, esnaf malını satmayı erteleyince, piyasa da ürün arzında azalma oluşuyor, dolayısıyla da bulunamayan ürün için çok daha yüksek fiyatlar talep edenler olabiliyor (Stagflasyon durumlarında en çok karşılaşılan Stokçuluk ve karaborsa ürünleri etkisi)
3 – İmalatçılar açısından; girdi kalemlerindeki maliyetlerde ki sürekli değişim, firmanın uzun vadeli üretim planlamalarını yapmasını zorlaştırmaktadır. Firma açısından Kar/maliyet analizi yapmak Döviz kurunun çok oynak olduğu ve üretimde dışa bağımlılığın olduğu ekonomilerde, maliyet kalemlerinde beklenmedik artışlar yaşanabiliyor. Firmanın önünde iki seçenek kalıyor; ilk seçenek: Döviz ve dolayısıyla da girdi kalemlerinde, fiyatlar dengelenene kadar üretime ara vermek, diğer seçenek: ürettiği ürünleri stoklayıp, yine finansal dalgalanma geçene kadar piyasaya mal vermemek( Maalesef son bir haftadır ülkemizde bu ikinci seçenek yaşanmakta, bazı ürünler piyasada bulunamamaktadır)
Peki ülke olarak bu kadar kötü bir durumda mıyız, ülke ekonomisi battı mı, yapılacak hiç birşey yok mu !!!
Çok ciddi ekonomik sıkıntılar içerisinde olsakta, Cennet ülkemiz Allah vergisi, gerek konumu gerekse de sahip olduğu madenler, ciddi üretim altyapısı ve Çanakkale ruhuna sahip ülkesini seven “ancak ülkeyi yönetenlere güvenme ihtiyacını duyan” vatandaşlara sahip.
Eğer hükümet; muhalefet, akademisyenler de dahil tüm taraflarla aşağıdaki belirttiğim şekilde ortak bir çalışma yaparsa, 3 ay içinde bu ekonomik krizin çözüleceğine inanıyorum. Yaparlar mı, işte orası Muamma !
1 – DURUM TESPİT RAPORU HAZIRLANMALIDIR: Ülkenin ekonomi yönetimi gerek ekonomik dalgalanmanın gerekse de “Durgunluk içinde enflasyon” olarak tanımlanan stagflasyonun nedenlerini doğru analiz etmek için gerek kendi ekonomi bürokratları gerekse de akademik unvanı olan hocalarla bir “DURUM TESPİT RAPORU” hazırlamalıdır. Sorunu çözmek için önce sorunun doğru tespit edilmesi gerekir.
2-ÖNLEMLER PAKETİ HAZIRLANMALI: Bir yandan işsizliği önlemek için genişletici, öte yandan fiyatlar genel seviyesindeki yükselişin önüne geçebilmek için daraltıcı yönde bir stratejinin benimsenmesi uygundur. Ancak hangi strateji uygulanırsa uygulansın, bir amaca yaklaşmak diğer amaçtan uzaklaşmak pahasınadır. Bir amacı diğerine tamamen feda etmek mümkün olmadığına göre, stagflasyonun nasıl önleneceğine ilişkin önlemler paketi olmalı ki, hem işsizlik hem de fiyatlar üzerinde etkili olabilsin.
3 – FİYAT VE ÜCRET KONTROLLERİ: Bir nolu maddede hazırlanan DURUM TESPİT RAPORUNA göre, hükümet ücret ve fiyatların oluşum sürecine doğrudan müdahale etmeli ancak piyasaya bu durumu çok iyi anlatmalıdır. Ücret ve fiyat kontrolleri çok dikkatli yapılmalı, çalışanlar açısından mağduriyet oluşturmamalıdır.
4 – SEKTÖR BAZLI/BÖLGESEL BAZLI ÖNLEMLER: Farklılaştırılmış önlemler paketi uygulamaya konulmalıdır. Bazı sektörler durgunluktan etkilendikleri halde diğer sektörlerde büyüme devam edebilir(Örneğin Karaman ilinde bisküvi sektöründeki büyüme vb) Hükümetin uygulayacağı Maliye politikasının etkisi her sektörü farklı etkileyeceğinden, böyle durumlarda olumlu sonuç vermez. Bu yüzden her sektör ya da bölgeye uygun, farklılaştırılmış önlemlerin uygulanması gerekir.
5 – PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ BİRLİKTE UYGULANMASI: Bir nolu maddede hazırlanan DURUM TESPİT RAPORUNA göre, teşhisler yapıldığında, önlemler de buna göre hazırlanır. Örneğin vergi indirimleri yoluyla gerçekleştirilen genişletici maliye politikası, daraltıcı yönde etki yapan para politikası ile birleştirilebilir Daraltıcı para politikası, fiyat ve ücret şeklinde büyümeyi engelleyen olumsuz talepleri parasal açıdan yumuşatma fonksiyonunu üstlenir. Böylece para politikası, genişletici yönde etki yapan vergi oranı indirimlerinden kaynaklanan enflasyona karşı, bir çeşit tampon görevi görür.
5 – ÜCRETLERE MÜDAHALE: Ücretlerin yarattığı baskı ile ortaya çıkan maliyet enflasyonu için bir başka politika, Vergi Temelli Gelir Politikası’dır. Buna göre aşırı yüksek ücretler, vergi ile cezalandırılır. Tersine, belli bir değerin altında kalan ücret sözleşmeleri(ASGARİ ÜCRET) ise dışsal fayda olarak kabul edilir ve firmaya sübvansiyon ödemesi yapılabilir.
6 – PSİKOLOJİK ÖNLEMLER: Finansal dalgalanma yaşayan ekonomilerde, iktisadi büyüme ihmal edilmemelidir. Bu nedenle yatırımları teşvik edici, çalışma arzusunu arttırıcı, teknolojik gelişmeleri destekleyici ve gönüllü tasarrufları besleyici bir vergi ve harcama politikaları uygulanması gerekir.
SONUÇ:
Sadece ülkemizde değil tüm dünyada pandemi kaynaklı ciddi ekonomik sıkıntılar yaşanmakta, ancak ekonomisi kırılgan olan ülkemizde bu duruma daha çok hissedilmektedir. Çözüm mü, emin olun ÇOK BASİT “GÜVEN”
Ekonomi bürokratları her yapılan eleştiriyi, vatanseverlik boyutuna getirmeden, bu ülkeyi seven, gelişmesi için her şeyini feda edebilecek kişilerinde olduğunu bilmeli, kendisi gibi düşünmeyen insanları da (Muhalefet, vatandaş, akademisyenler vb) “ Cumhurbaşkanımızın bahsettiği Ekonomik Kurtuluş Savaşında” yapılacak olan toplantı, konferans, Ekonomik brifinglere dahil etmelidir.
Emin olun: vatandaşımız ve esnafımız, Ekonomik sıkıntının giderilmesi için yapılan/yapılacak Çalıştayın/Raporun “ ŞEFFAF, UYGULANABİLİR, HERKESE HİTAP EDEN VE AKADEMİK ÇEVRENİNDE DESTEK VERDİĞİNİ GÖRSÜN, İNANSIN” bu kriz 3 ay içinde biter…
Herkese Huzurlu bir hafta diliyorum. Ruhunuza da yatırım yapmayı unutmayın
Mahmut Yıldız
ibrala.com