18 Nisan 2024 Perşembe
Bu satırların yazarı, 2019 yılında Karaman’a gelip yerleşmiş, Karaman’ın doğasına, dağlarına, eski medeniyetlerinin beşiği olmasına hayran ve aynı zamanda, sürekli eleştiren, negatif insanlardan mümkün olduğunda uzak duran bir kişidir.
Ama bugün bir acı gerçeği dile getirerek, bir eleştiride bulunacağım.
Tarih 01.07.2019; Karaman’a yerleştim. Geldiğim tarihte Karaman’da konuşulan iki ana problem vardı; Otopark problemi ve Ulaşım problemi:
Tarih 31 Mart 2024; aradan beş yıl geçmiş ancak Karaman’da konuşulan YİNE iki ana problem var; Otopark problemi ve Ulaşım problemi:
Tarih: 31 Mart 2029; muhtemelen yine Karaman’da herkesin dilinde olacak yine aynı iki problem olacak; Otopark problemi ve Ulaşım problemi:
Bu satırların yazarı, sadece şikayet ehli olan, somut bir şey yapmayan biri değildir. Kendince, bir nebze olsun Karaman’da yapılabilecek projeleri ortaya koyan, sorunlara çözüm bulmak için Bağımsız Aday olarak Karaman’ı yönetmeye talip bir kişi olup, 31 Mart 2024 seçimlerinde Karaman’dan Bağımsız Belediye Başkan Adayı oldu. Gayri resmi rakamlara göre; 1.150 oy, resmi rakamlara göre 70 oy aldı. Hangi rakamlar gerçek bilemiyoruz. (Hikayesi uzun olduğu için konuya girmiyorum)
Neden mi bu kadar ümitsizim, umutsuzum. Açıklayayım;
31 Mart 2024 seçimler öncesi, Bağımsız Aday olarak tüm adaylara seçim öncesi nezaket ziyaretinde bulundum. Sadece iki parti dönüş bile yapmadı. Biri Savaş Kalaycı( MHP), diğeri Yeniden Refah Partisi adayı. Bugün 20.04.2024, hala bana dönüş yapacaklar. Seçim öncesi farklı tarihlerde de , Karaman’da yeni yatırım konusunda görüşmek amaçlı Belediye Başkanından talep ettiğim iki randevuda
2
da, aynı şeyleri yaşadım. (Hala bana randevu verecekler, belki 2029’da randevu alırım artık)
Resmi Youtube sayfamda bir video paylaşmıştım; videonun konusu, seçimler öncesi sizin işyerinize, evinize gelen adaylar, seçim sonrası tekrar ne zaman gelir. El cevap: 5 yıl sonra. Sanırım haklı çıktım. Sevgili Karaman halkı, başkan adaylarını tekrar 5 yıldan önce maalesef göremeyecekler.
Sn. Savaş Kalaycı yeniden başkan seçildi. Kendisine başarılar diliyorum. Karaman’da yaşayan bir vatandaş olarak, yeni seçilen başkandan şunları bekliyordum. Eski proje ekibini yenilemesi, yeni yüzlerle, yeni isimlerle kamuoyu önünde görüntü vermesi, hoşgörü ve diyaloğa açık olduğunu gösterme adına, diğer tüm başkan adaylarını bir yemeğe davet etmesi ve yemekte Karaman siyaseti adına birliktelik fotoğraf karesi vermesiydi. Maalesef ikisinin de olmadığını görüyorum. Yapıldıysa da benim haberim yok !
Yukarıda anlattığım tüm olaylardan, beklentilerimden çıkardığım sonuç:
Maalesef yeni belediye başkanımız, hala eski belediye başkanımız; yeni fikirlere, yeni insanlara, farklı görüşlere, diyaloğa kapalı bir insan.
Savaş bey, seçim öncesi sloganlarında; “biz gelmedik kavga için, bizim işimiz gönül işi” sloganını kullanmıştı. Sanırım bu slogan 5 yıl askıya alınmış gibi duruyor. Karaman Belediyesinin 20.04.2024 itibarıyla verdiği imaj; yeni kişilere, yeni yatırımlara, yeni fikirlere, yeni bakış açılarına tamamen kapalı bir görünüm sergiliyorlar. Ha yarın ne olur, onu bilemem, ama mevcut durum umutlarımı aldı götürdü.
Hibe ve Proje Danışmanlığı projeleri yazan bir firmam var. Dışardan Karaman’a gelip yatırım yapma ve Karaman şehri konusunda, görüşlerimi soranlara; yatırım öncesi şu hususları göz önünde tutmalarını öneriyorum:
Karaman; İç Anadolu’nun ortasında, havası, doğası güzel, şirin kendi halinde muhteşem kadim bir Anadolu şehridir. Ancak Yatırım açısından bakıldığında ; şehri yönetenlerin yeni fikirlere, yeni yatırımlara tamamen kapalı olduğu, şehrin girişindeki en büyük AVM’sinde sineması olmayan, AVM girişinde ki ana dükkanların boş olduğu, halkının yeniliklere çok açık olmadığı, Hollanda’lı gurbetçilerin ikinci ve üçüncü nesillerinin yaşamak istemediği, kamu bürokratlarının yeni projelere imza atmaya çekindiği, Karaman OSB’de bir fabrika yatırımı yapmak istenildiğinde, sizi maalesef çok yoracak bir şehir.
3
Yazdıklarım canınızı sıktı di mi, ancak gerçekler genelde acıdır, insanlar kabul etmek istemez, hep gerçek olmasa da mutlu haberler duymak ister.
Peki hiç mi umut yok Karaman için?
EL CEVAP: ELBETTE VAR
SORUNUN TEK BİR ÇÖZÜMÜ VAR: Karaman Valiliği, Karaman Belediyesi’nin, yeni yatırımcılara, yeni fikirlere, yeni yatırımcılara açık olduğunu gösteren, birlikte düzenleyecekleri HERKESE AÇIK bir KARAMAN’DA YATIRIM KONULU bir PANEL, bir ÇALIŞTAY düzenlenmesi. (Sn. Valimizi bilemem ama Sn. Belediye Başkanımızdan pek ümidim yok)
Profesyonel olarak bakın böyle bir Çalıştay düzenleyin Karaman’da, bakın umutlar bir anda nasıl yeşeriyor.
VESSELAM
Mahmut Yıldız
Kosgeb kurumu kuruluş amacına uygun olarak, pandemiden etkilenen firmalara destek niteliğinde ve istihdamı artırıcı yeni bir program açıkladı. Destek programının adı: “Mikro Ve Küçük İşletmelere Hızlı Destek Programı”
Destek programının şartları çok fazla detay içerdiği için, sizler için özet bir çalışma yaparak, program hakkında merak edilenleri 22 soruya indirgeyerek bir çalışma yaptık. Faizsiz olması hasebiyle, firmalarımızın bu destekten faydalanmasını tavsiye ediyorum.
Herkese Huzurlu bir hafta, bol kazanç diliyorum. Ruhunuza da yatırım yapmayı unutmayın
Kredi desteğine, Mikro ve küçük ölçekli işletmeler (MKİ’ler) başvurabilir. İmalat, bilgisayar programlama, bilimsel Ar-Ge sektörleri ve EKLİ TABLODA yer verilen hizmet ve ticaret sektörleri
1.SEÇENEK: Firmanızın en az 2019 yılında veya öncesinde kurulması ve 2019 yılsonu cironuzun 75.000-TL olması
2.SEÇENEK: Firmanızın 2017 ve sonrasında kurulması yenilikçi genç MKİ firma olması
Merkez ya da şube adresi itibariyle TEKMER veya TGB’de faaliyet gösterenler
Ar-Ge ve/veya inovasyon projesi başarı ile tamamlanmış veya projesinin süresi devam etmekte olan MKİ’ler.
2017 ve sonrasında patent belgesi almış olan MKİ’ler.
2017 ve sonrasında Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi (TÜR deneyim belgesi) almış olan MKİ’ler
MİKRO İŞLETME; 10 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 3 milyon TL’yi aşmayan işletmedir.
KÜÇÜK İŞLETME; 50 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon TL’yi aşmayan işletmedir.
Program başvuruları 31 Mart 2022’ye kadar yapılabilecektir. Program başvurusuna geçici onay verilen işletmelerin, istihdam edilen personel için ödeme talebi yapabilecekleri son tarih 25 Mayıs 2022’dir.
Yeni istihdam edilecek PERSONEL BAŞINA 100.000-TL
İşletme sahibi KADIN ise veya işe alınan personel KADIN ise, 110.000-TL
Ödemeler: 6 ay + 6 ay şeklinde destek ödemesine esas 2 taksit döneminin başında peşin olarak yapılacaktır.
Mikro işletmeler en fazla 2 personel ( Max kredi: 200.000-TL)
Küçük işletmeler en fazla 5 personel ( Max kredi: 500.000-TL)
SIFIR FAİZLİ KREDİDİR.
TOPLAM 48 AY( 4 YIL)24 ay geri ödemesiz dönem + takiben 4’er aylık 6 TAKSİT şeklinde geri ödenecektir.
Teminat alınmayacaktır
1981 ve sonrası doğumlu,
Son 3 yılda 180 günden fazla çalışmamış (SGK 4A’lı prim günü sayısı max.180 gün)
Üniversite mezunu, meslek/teknik lise mezunu
En az bir yeni personelin “12 ay boyunca istihdam edilmesi taahhüdü”,
Başvuru dönemi ilanından önceki 12 aylık ortalama istihdamın korunması” şartı ile;
Başvuru dönemi ilan tarihinden önceki ayda işletmede çalışmıyor olan personel “yeni” kabul edilecektir
Mikro işletmeler en fazla 2 personel, küçük işletmeler en fazla 5 personel için destek alabilir.
Yabancı uyruklu personel istihdam edilemez.
Başvuru döneminin ilanından önceki ayda (2021 Kasım) işletmede çalışmıyor olan personel yeni sayılacaktır. Buna göre örneğin; 2021 Kasım ayında işletmede çalışmıyor olan ve 2021 Aralık ayında işe alınmış olan personel, işletmenin başvuru tarihi veya KOSGEB’in onay tarihi dikkate alınmaksızın “yeni personel” olma kriterini karşılar.
Başvuru ve uygulama işlemleri takviminde belirtilen Ödeme Talep Formunun işletme tarafından onaylanabileceği son tarihten (25 Mayıs 2022) bir önceki ayda (Nisan) en az 10 prim gün şartının sağlanması gerektiğinden en geç 21 Nisan 2022 tarihine kadar personelin istihdam edilmesi gerekmektedir.
2021 yılında SGK 4A’lı personeli olmayanlar da koşulları sağlayan yeni personel istihdam etmek kaydıyla destekten yararlanabilir.
Yaptırım olmaz. Ancak bütçenin etkin ve verimli dağılımı için gerçekçi tahminlere göre başvuru yapmanız önerilir ve aksi amaçlı fazla sayıdaki başvurular için KOSGEB tarafından başvurunuz revizyona açılabilir.
Destek kapsamında istihdam taahhüdünde bulunulan personelin işten ayrılması/değiştirilmesi durumunda, şartlara uygun yeni bir personel istihdam edilebilir ve istihdam edilen personel için MKİ tarafından Ödeme Talep Formu güncellenir.
Hayır. Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğindeki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumu tanımı esas alınmaktadır.
Ödeme talebi yapılmadıysa ve Program başvurusu yapılacak son tarih geçmedi ise, işletmenin bağlı olduğu Uygulama Birimine başvuru yapılarak başvurunun revizyonu için talepte bulunabilir. Ancak başvuru sıralamasının etkileneceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Yasal sınırların üzerinde vadesi geçmiş vergi – SGK borçlarını kapatacaklarını veya yasal sınırların altına(Vergi borcu için 5.000 TL’nin üstü, SGK borcu içinse brüt asgari ücretin üstü) indireceklerini veya tecil ya da taksitlendireceklerini beyan ederek başvuru yapabilecektir.
başvuru sırasında “geçmiş dönem ortalama istihdamının muhafaza etme”,
“yeni personelin istihdam etme”
“desteği 24 ay ödemesiz dönemi takiben taksitler halinde KOSGEB’e geri ödeme”
Hayır. Verilen kredi sadece aşağıdaki ödemeler için kullanılabilir.
Personel giderleri
İşyeri kirası
Düzenli işletim giderleri (elektrik, ürün / hizmet üretimi ve tesis işletimine ilişkin doğal gaz gideri, su gideri, iletişim giderleri, sanayi bölgesi / sitelerine ödenen atık toplama giderleri)
Malzeme giderleri
Teknolojik faaliyet giderleri (patent, telif, teknoloji lisanslama, test ve belgelendirme giderleri)
Başvuru kriterlerini karşılayan mikro ve küçük işletmeler www.kosgeb.gov.tr adresindeki “E-Hizmetler” menüsünden “Mikro ve Küçük İşletmelere Hızlı Destek Programı Başvurusu” alt menüsünü seçerek online başvuru yapabilecektir. KOSGEB Veritabanına kayıtlı olmayan veya KOBİ Bilgi Beyannamesi güncel olmayan işletmeler, önce kayıt ve güncelleme işlemini yapmalıdır
https://edevlet.kosgeb.gov.tr/EHizmetler/TumHizmetler
Kosgeb Bilgi Sistemi(KBS)üzerinden geçici onay bildirimi alan firma; aynı takvimde belirtilen son tarihe kadar şartlara uygun personeli istihdam etmeli ve KBS üzerinden online olarak Ödeme Talep Formu doldurmalı / onaylamalıdır. MKİ’lerin ödeme talebi başvuru sırasına göre, bütçenin yeterli olduğu sayıdaki işletmenin kesin onayı verilecektir.
Ortalama istihdam, 2021 yılı SGK 4A toplam prim gün sayısının 360’a bölünmesi ile bulunur. Çıkan sonuç tam sayı değilse, bir üst tam sayıya yuvarlanır.
İşletmenin 2021 yılında SGK 4 A kapsamındaki toplam prim günü sayısı 1.100 olsun. İşletme 2021 Aralık ayında 10 personel çalıştırıyor olsun.
2021 yılı istihdam ortalaması 1.100 / 360 =3,05 > üst tam sayıya tamamla > 4 olarak bulunur.
1.VAKA: Ödeme talebini 2022 Ocak ayında yapıyor olsun ve 2022 Ocak ayındaki personel sayısı 3 olsun. İşletme, şartlara uygun en az bir personeli Aralık ayında işe almış ve bu personelin en az 10 prim günü SGK kayıtlarına yansımış ise, 2022 Ocak ayında Ödeme Talep Formu doldurarak ödeme talep edebilir. Bu işletme örneğinde KOSGEB ödeme uygunluğu aşağıdaki şekilde değerlendirilir: – İşletme ödeme talep ettiği aydan önceki ay (2021 Aralık) itibariyle 2021 yılı ortalama istihdamını korumuş mu? Evet (10 ≥4). – İşletme ödeme talep ettiği aydan önceki ay (2021 Aralık) itibariyle şartlara uygun en az bir personeli en az 10 prim günü istihdam etmiş mi? Evet. İşletme 2022 Ocak ayında ödeme talep edebilir ve destek alabilir.
2.VAKA: Ödeme talebini 2022 Şubat ayında yapıyor olsun ve 2022 Ocak ayındaki personel sayısı 3, Şubat ayındaki personel sayısı 4 olsun. İşletme, şartlara uygun en az bir personeli Aralık veya Ocak ayında işe almış ve bu personelin en az 10 prim günü 2022 Ocak itibariyle SGK kayıtlarına yansımış olsun. İşletme ödeme talep ettiği aydan önceki ay (2021 Ocak) itibariyle 2021 yılı ortalama istihdamını korumadığı için (3 < 4) 2022 Şubat ayında ödeme talep edemez ancak Mart ayında ödeme talep ederse durumu tekrar değerlendirilir.
Mahmut Yıldız
ibrala.com
ARALIK 2021’DE HANGİ YATIRIM ARACINA YATIRIM YAPAYIM ? “DÖVİZMİ-ALTINMI -KONUTMU-ARABAMI-TARLAMI”
Döviz kurlarında çok ciddi hareketlerin yaşandığı bir haftayı geride bıraktık. Dolar kripto piyasasında 16.40 TL değerini gördü, bu yazının yazıldığı saatlerde Türkiye piyasasında 13.80 – TL, Gram altın 786-TL düzeyinde. Peki Aralık ayında neler olabilir, birikimlerimi nasıl değerlendirmeliyim, hangi enstrümana yatırım yapmalıyım?
14-15 ARALIK 2021 de ABD’de FED toplantısı ve ardından 16 Aralık’ta da Türkiye Merkez Bankasının Para Kurulu Toplantısı var. ABD FED toplantısının sonucu bir belirsizlik taşısa da, 16 Aralıktaki MB toplantısında benim beklentim 2 veya 3 puan Faiz indiriminin gelmesi. Önceki faiz indirimlerinde olduğu gibi, faiz indirim kararı Döviz kurlarını yukarı taşıyacak ve yıl sonunda 20-TL seviyeleri sürpriz olmayacaktır( Bu yorumlar siyasi saiklere değil, tamamen ekonomik gerçeklere dayanmaktadır)
Ülkemizde ki yatırım araçlarına bakıldığında ençok “Döviz, Altın, Konut, Araba(son dönemlerde) ve Arsa yatırımları” ön plana çıkmaktadır. Bu konuda şahsi fikirlerimi sizlerle paylaşmak isterim( Yasal Not: Aşağıda belirtilen öneriler Yatırım Tavsiyesi kapsamında değildir)
A-DÖVİZE YATIRIM: Döviz fiyatlarında kısa vadede bir artış beklenmekle birlikte, 2022 yılının Şubat ayına girildiğinde döviz kurlarında ciddi bir düşüş beklendiğine dair yorumlar bulunmaktadır. Sonuç: Döviz yatırımı sadece kısa vadede değerlendirilebilir, kar revizeleri yapılabilir.
B-ALTINA YATIRIM: Altın fiyatlarındaki artışın asıl nedeni, doların yükselmesinden kaynaklı bir artış olup, beklenen artış(PUMP) henüz gerçekleşmemiştir. Eğer yatırımcı sabırlı olup, 6 ay ve üzeri sabredebilirse, orta ve uzun vadede Altın yatırımcısını ciddi kazançlar bekliyor.
C-KONUT YATIRIMI: Bu konuda 2 farklı durum bulunmaktadır. Hükümetin faiz indirim politikası nedeniyle, Kamu Bankalarında konut kredi faiz oranları çok makul seviyelerde bulunmaktadır. Barınma amaçlı konut almak isteyenler için bu durum cazip olup, bu fiyatlardan konut yatırımı yapabilirler.
Ancak döviz kurunun yükselmesi konut fiyatlarında ciddi artışlar meydana getirmiştir. Ayrıca; döviz kurunun yükselmesi, demir, çimento vb. hammadde fiyatlarında ciddi artışlar yaşanması nedeniyle, yeteri kadar konut arzı oluşmadığı için 6 ay içerisinde konut fiyatlarında % 50 artış beklenmektedir. Bu açıdan yatırımcı; ev fiyatlarının daha da yükseleceği düşüncesiyle, halen yüksek olan fiyatlardan konut alarak yatırım yapabilir.(Önemli husus: Bir emtiada fiyatlar her zaman yükselmez, bir doyum noktası olacak ve düşüş meydana gelecektir)
D-ARABA YATIRIMI: Döviz kurundaki yükseliş ve yüksek enflasyon araba fiyatlarında çok ciddi artışlar meydana getirmiştir. Son dönemde Araba tekrar yatırım aracına dönüşmüştür. 2022 yılı ve sonrasında Elektirikli araçların arzının artacağı beklentisi nedeniyle, 2022’nin ortalarında araba fiyatlarında düşüş beklenmektedir. Kısa vadeli bir yatırım aracı olarak değerlendirilebilir ancak uzun vadeli araba yatırımı tavsiye edilmemektedir. Kar revizeleri yapılabilir.
E-ARSA-TARLA YATIRIMI: Şuan benim favori yatırım aracım ve tavsiye ettiğim bir yatırım enstrümanıdır. 2022 yılında ülkemizde ve dünyada beklenen kıtlık, kuraklık vb. gıda üretimini ön plana çıkaracaktır. Piyasanın daraldığı ülkemizde, özellikle Tarla fiyatları şuan çok ucuz konumdadır. Döviz kuru artışından para kazanan kişilere tavsiyem; şehirlerinde bütçelerine göre özellikle Tarla satın alarak yatırım yapmalarıdır. 2022 yılında, gıda üretimi yapılabilecek her tarlanın değeri, Altınla yarışacak ve yatırımcısının yüzünü güldürecektir.
F-KRİPTO YATIRIMI: Metaverse tabanlı ve hikayesi olan kripto paralar dışındaki kripto paralarda, özellikle 2022 Ocak ayında AYI sezonuna girilerek, çok ciddi düşüşler beklendiğini bilerek, yatırımcı buna göre kendisi yatırım kararı vermelidir.
Herkese Huzurlu bir hafta diliyorum. Ruhunuza da yatırım yapmayı unutmayın
Mahmut Yıldız
ibrala.com
“Stagflasyon” terimi, bir ekonomide fiyatların sürekli yükseldiği ancak talebin azalması(pahalılık ve yeterli talep olmayışı vb.) nedeniyle ekonomide, Enflasyonla birlikte Durgunluğunda yaşandığı ve işsizliğinde arttığı ekonomiler için kullanılır.
Ekonomideki daralma “Türkiye stagflasyona mı giriyor” tartışmalarını yeniden başlattı. Türkiye’nin ekonomideki en kötü senaryolardan biri olarak kabul edilen stagflasyona girdiği, tartışmalı bir konu olsa da, maalesef hızla bu noktaya doğru gidildiği noktasında çok ciddi işaretler var.
Konuyu anlamak adına biraz teorik bilgi verelim; Bize üniversitede öğretilen iktisat teorisine göre; enflasyon ve işsizlik arasında TERS orantılı bir ilişki vardır, yani “Enflasyon” yükselirse “İşsizlik” düşer. Örneğin bir ülkede ekonomide durgunluk varsa, bu durum istihdamın düşmesi anlamına gelir, ancak enflasyon olabilmesi içinde “Toplam Arz < Toplam Talep” olmalıdır. Yani ülkede çalışacak işgücü kalmadı manasına gelir. Stagflasyonda ise; durgunluk artar, Enflasyon artar ve istihdam düşer.
Ülkemizde son üç haftadır döviz kurunda çok ciddi fiyat artışları meydana geldi. Hükümetin düşük faiz politikasında ısrarcı olması bunun en büyük nedenlerinden biri. TL’nin bir ayda % 30 değer kaybetmesi(Devalüasyon) ve üzerine bazı mallarda piyasada % 100’lere varan fiyat artışları, vatandaşın alım gücünü ciddi anlamda zorlamakta, ticaret yapanları ise sattığı fiyattan tekrar ürün bulamama tehlikesiyle karşı karşıya getirmektedir.
Hem ülkemizde hem de dünyada, hem tedarik hem talep noktasındaki problemler, üretimde düşüşlere yol açıyor ve enflasyon içinde durgunluk, yani stagflasyonun belirtileri hissediliyor.
Peki vatandaş ve esnaf bu durumda ne gibi önlemler alıyor?
1-Piyasada hissedilen Enflasyon vatandaşın alım gücünü zayıflattığı için, insanlar zorunlu ihtiyaçlar dışındaki harcamaları erteliyor. Bu durum; piyasadaki ticaret hacmin daralmasına ve ekonomik durgunluğa neden oluyor.(Stagflasyon’un ekonomik durgunluk bacağı)
2-Ticaretle uğraşanlar; değişken kur nedeniyle maliyetlerinde sürekli değişmesi nedeniyle, ellerindeki malları fiyatlar dengelenene kadar satmamayı tercih ediyor. Bazı ürünlerde sattığınız fiyata 3 gün sonra, esnaf kendisi alamadığı gibi, para ile de olsa mal bulamayabiliyor. Bu durumda, esnaf malını satmayı erteleyince, piyasa da ürün arzında azalma oluşuyor, dolayısıyla da bulunamayan ürün için çok daha yüksek fiyatlar talep edenler olabiliyor (Stagflasyon durumlarında en çok karşılaşılan Stokçuluk ve karaborsa ürünleri etkisi)
3 – İmalatçılar açısından; girdi kalemlerindeki maliyetlerde ki sürekli değişim, firmanın uzun vadeli üretim planlamalarını yapmasını zorlaştırmaktadır. Firma açısından Kar/maliyet analizi yapmak Döviz kurunun çok oynak olduğu ve üretimde dışa bağımlılığın olduğu ekonomilerde, maliyet kalemlerinde beklenmedik artışlar yaşanabiliyor. Firmanın önünde iki seçenek kalıyor; ilk seçenek: Döviz ve dolayısıyla da girdi kalemlerinde, fiyatlar dengelenene kadar üretime ara vermek, diğer seçenek: ürettiği ürünleri stoklayıp, yine finansal dalgalanma geçene kadar piyasaya mal vermemek( Maalesef son bir haftadır ülkemizde bu ikinci seçenek yaşanmakta, bazı ürünler piyasada bulunamamaktadır)
Peki ülke olarak bu kadar kötü bir durumda mıyız, ülke ekonomisi battı mı, yapılacak hiç birşey yok mu !!!
Çok ciddi ekonomik sıkıntılar içerisinde olsakta, Cennet ülkemiz Allah vergisi, gerek konumu gerekse de sahip olduğu madenler, ciddi üretim altyapısı ve Çanakkale ruhuna sahip ülkesini seven “ancak ülkeyi yönetenlere güvenme ihtiyacını duyan” vatandaşlara sahip.
Eğer hükümet; muhalefet, akademisyenler de dahil tüm taraflarla aşağıdaki belirttiğim şekilde ortak bir çalışma yaparsa, 3 ay içinde bu ekonomik krizin çözüleceğine inanıyorum. Yaparlar mı, işte orası Muamma !
1 – DURUM TESPİT RAPORU HAZIRLANMALIDIR: Ülkenin ekonomi yönetimi gerek ekonomik dalgalanmanın gerekse de “Durgunluk içinde enflasyon” olarak tanımlanan stagflasyonun nedenlerini doğru analiz etmek için gerek kendi ekonomi bürokratları gerekse de akademik unvanı olan hocalarla bir “DURUM TESPİT RAPORU” hazırlamalıdır. Sorunu çözmek için önce sorunun doğru tespit edilmesi gerekir.
2-ÖNLEMLER PAKETİ HAZIRLANMALI: Bir yandan işsizliği önlemek için genişletici, öte yandan fiyatlar genel seviyesindeki yükselişin önüne geçebilmek için daraltıcı yönde bir stratejinin benimsenmesi uygundur. Ancak hangi strateji uygulanırsa uygulansın, bir amaca yaklaşmak diğer amaçtan uzaklaşmak pahasınadır. Bir amacı diğerine tamamen feda etmek mümkün olmadığına göre, stagflasyonun nasıl önleneceğine ilişkin önlemler paketi olmalı ki, hem işsizlik hem de fiyatlar üzerinde etkili olabilsin.
3 – FİYAT VE ÜCRET KONTROLLERİ: Bir nolu maddede hazırlanan DURUM TESPİT RAPORUNA göre, hükümet ücret ve fiyatların oluşum sürecine doğrudan müdahale etmeli ancak piyasaya bu durumu çok iyi anlatmalıdır. Ücret ve fiyat kontrolleri çok dikkatli yapılmalı, çalışanlar açısından mağduriyet oluşturmamalıdır.
4 – SEKTÖR BAZLI/BÖLGESEL BAZLI ÖNLEMLER: Farklılaştırılmış önlemler paketi uygulamaya konulmalıdır. Bazı sektörler durgunluktan etkilendikleri halde diğer sektörlerde büyüme devam edebilir(Örneğin Karaman ilinde bisküvi sektöründeki büyüme vb) Hükümetin uygulayacağı Maliye politikasının etkisi her sektörü farklı etkileyeceğinden, böyle durumlarda olumlu sonuç vermez. Bu yüzden her sektör ya da bölgeye uygun, farklılaştırılmış önlemlerin uygulanması gerekir.
5 – PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ BİRLİKTE UYGULANMASI: Bir nolu maddede hazırlanan DURUM TESPİT RAPORUNA göre, teşhisler yapıldığında, önlemler de buna göre hazırlanır. Örneğin vergi indirimleri yoluyla gerçekleştirilen genişletici maliye politikası, daraltıcı yönde etki yapan para politikası ile birleştirilebilir Daraltıcı para politikası, fiyat ve ücret şeklinde büyümeyi engelleyen olumsuz talepleri parasal açıdan yumuşatma fonksiyonunu üstlenir. Böylece para politikası, genişletici yönde etki yapan vergi oranı indirimlerinden kaynaklanan enflasyona karşı, bir çeşit tampon görevi görür.
5 – ÜCRETLERE MÜDAHALE: Ücretlerin yarattığı baskı ile ortaya çıkan maliyet enflasyonu için bir başka politika, Vergi Temelli Gelir Politikası’dır. Buna göre aşırı yüksek ücretler, vergi ile cezalandırılır. Tersine, belli bir değerin altında kalan ücret sözleşmeleri(ASGARİ ÜCRET) ise dışsal fayda olarak kabul edilir ve firmaya sübvansiyon ödemesi yapılabilir.
6 – PSİKOLOJİK ÖNLEMLER: Finansal dalgalanma yaşayan ekonomilerde, iktisadi büyüme ihmal edilmemelidir. Bu nedenle yatırımları teşvik edici, çalışma arzusunu arttırıcı, teknolojik gelişmeleri destekleyici ve gönüllü tasarrufları besleyici bir vergi ve harcama politikaları uygulanması gerekir.
SONUÇ:
Sadece ülkemizde değil tüm dünyada pandemi kaynaklı ciddi ekonomik sıkıntılar yaşanmakta, ancak ekonomisi kırılgan olan ülkemizde bu duruma daha çok hissedilmektedir. Çözüm mü, emin olun ÇOK BASİT “GÜVEN”
Ekonomi bürokratları her yapılan eleştiriyi, vatanseverlik boyutuna getirmeden, bu ülkeyi seven, gelişmesi için her şeyini feda edebilecek kişilerinde olduğunu bilmeli, kendisi gibi düşünmeyen insanları da (Muhalefet, vatandaş, akademisyenler vb) “ Cumhurbaşkanımızın bahsettiği Ekonomik Kurtuluş Savaşında” yapılacak olan toplantı, konferans, Ekonomik brifinglere dahil etmelidir.
Emin olun: vatandaşımız ve esnafımız, Ekonomik sıkıntının giderilmesi için yapılan/yapılacak Çalıştayın/Raporun “ ŞEFFAF, UYGULANABİLİR, HERKESE HİTAP EDEN VE AKADEMİK ÇEVRENİNDE DESTEK VERDİĞİNİ GÖRSÜN, İNANSIN” bu kriz 3 ay içinde biter…
Herkese Huzurlu bir hafta diliyorum. Ruhunuza da yatırım yapmayı unutmayın
Mahmut Yıldız
ibrala.com