deneme bonusu veren siteler deneme bonusu
Deneme Bonusu Veren Siteler 2025 Deneme Bonusu Veren Siteler 2025 Deneme Bonusu Veren Siteler 2025
hacklink
rinabet
rinabet
beylikdüzü escort
deneme bonusu deneme bonusu veren
Yeni Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Veren Siteler 2024
deneme bonusu veren siteler
tipobet güncel giriş
bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu
deneme bonusu veren siteler
sahabet giriş
alanya escort gaziantep escort gaziantep escort gaziantep escort mersin escort
casino siteleri
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler
streameast
anadolu escort bostancı escort ataşehir escort
streameast
betmarino
https://betmarino.bet/ https://betmarino.club/ https://betmarino.casino/ https://betmarinogiris.com/ https://nuestramirada.org/
wojobet güncel giriş
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu
güvenilir bahis siteleri
slot siteleri
bahis siteleri bahis siteleri
deneme bonusu veren siteler
1xbet giriş xslot giriş zbahis betturkey giriş trbet betewin giriş babilonbet betroller bahisbudur bahis.com
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler
kumar siteleri
casibom jojobet giriş jojobet Casibom holiganbet giriş casibom giriş Casibom casibom casibom giriş CASİBOM holiganbet Casibom Giriş casibom casibom güncel giriş casibom güncel Casibom Casibom holiganbet holiganbet casibom güncel giriş
h Dolar 39,6825 % 0.17
h Euro 45,7930 % 0.17
h Çeyrek Altın 7.057,00 %-0,32
h BIST100 9.203,37 %1,11
a İmsak Vakti 02:00
Karaman 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER
Muazzez TOĞRUL

Muazzez TOĞRUL

12 Haziran 2025 Perşembe

Akrabalık İlişkileri

Akrabalık İlişkileri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akraba, kısaca kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler anlamına gelir. Anne, baba, çocuklar birinci dereceden; kardeşler ikinci dereceden; amca, dayı, hala, teyze üçüncü dereceden akrabalarımızdır.

Akrabalar birbirini tanır, güçlü ve zayıf yönlerini bilir. Güçlü yanlarınız “Maşallah “sözüyle geçiştirilir. Ama zayıf yönleriniz öyle mi? Argo tabirle en iyi lafı akrabalar sokar. Çünkü sizi iyi tanırlar.
Ev alırsınız akrabalarınız inceden inceye sorarlar. Fiyatını, kaç metrekare olduğunu, kaçıncı kat olduğunu merak edip sorar da sorarlar. Araba alırsınız; aynı şekilde fiyatı, modeli, rengi, genişliği dahil her şey konuşulur. Konuşmalar onların merakını giderene kadar devam eder. Ama sonunda mecburen hayırlı olsun deyip geçerler.

Eviniz, arabanız yoksa hala kirada oturuyorsanız halinize acınır. Akıllar verilir. Tutumlu olmanın yolları anlatılır.

Akdeniz, Ege sahillerinde yapılacak olan lüks tatil konuşulur. Tatil kıştan alındıysa ucuza getirdik diye övünülür. Yeni yerler keşfetmekten, kültür gezilerinden bahsedilmez.
Çocuğunuzun hangi okula gittiği, hangi bölümü bitireceği, iş imkanı, kazanacağı para merak edilir. Tıp fakültesi, mühendislikler yüceltilir. Eğer çocuğunuz edebiyat, sanat, spor gibi bir dalda ilerlemek istiyorsa iş bulup para kazanamayacağı düşünülür.

Gençler artık bu akrabalardan kaçıyor. El bebek gül bebek yetişmiş kırılgan gençlik, bırakın eleştirilmeyi soru sorulmasına bile tahammül edemez. Genç akrabalarınıza kendinizi sevdirmek istiyorsanız daha temkinli olmalısınız. Yoksa onların yüzlerini bir daha hiç göremeyebilirsiniz.

Akrabalar; edebiyattan, sanattan, spordan neredeyse hiç konuşmaz. Varsa yoksa para pul, ev, araba, tatil …
Demem o ki insanların fikri neyse zikri de odur. Dünyasında ne varsa onu konuşur. Başka toplumlarda da bu konuların konuşulup konuşulmadığını doğrusu merak ediyorum.
Bayramlar, her dereceden akrabanın bir araya geldiği özel, günlerdir. Bayram demek çalışanlar için tatil de demektir. İşten güçten görüşmeye zaman bulunamayan akrabalarla bayramlarda görüşülür. Akrabalara ziyaretler yapılır, gidilir gelinir.
Ha! Bu arada, çocuklara bayram harçlığı verileceği zaman kimin gönlü daha zengin ortaya çıkar.
Akrabalarımızın içinde sevdiklerimiz olduğu gibi sevmediklerimiz de vardır. Sevmesek bile görüşmek zorunda kalınır. Bayramda olmazsa cenazede, cenazede olmazsa düğünde… İllaki bir yerlerde karşılaşılır. Akraba ile görüşmeyi kesmek zordur hatta imkansız. Küsseniz bile ne yapar eder diğer akrabalar sizi barıştırır.
Ne akraba ile ne de akrabasız… En iyisi akrabalarla yaşamayı öğrenmek.
Muazzez TOĞRUL

Devamını Oku

Yazar Hayatları

Yazar Hayatları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir kitabı elime aldığım zaman mutlaka yazarının hayatını merak ederim. Yazarını tanımadığım okuma bana göre eksik okumadır. Son günlerde okuduğum yazarların hayatlarından bahsetmek istiyorum.

Meşhur İnce Memed’in yazarı Yaşar Kemal’in hayatına bakalım. Doğu Anadolu’dan Çukurova’ya göç eden bir ailenin çocuğudur. Küçük yaştan itibaren şiirler yazmaya başlar. Yaşlı halk ozanlarıyla atışır. Ortaokul ikinci sınıftayken, sınavla girilen Türk Maarif Cemiyeti’ne yatılı olarak başlar. Çalışmak zorunda olduğundan bitiremez, tasdikname ile ayrılır. Adana Halkevi Ramazanoğlu konağında memurluk yapar. Bir süre köylerde öğretmen vekilliği yapar. İstanbul’a gelince Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Abidin Dino gibi ünlülerle arkadaşlık yapar. Dilini canlı tutabilmek için Nazım Hikmet okur. Balzac, Dostoyevski, Gogol, Çehov, Köroğlu etkilendiği yazarlardandır. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.

Orhan Pamuk Nişantaşı’nda büyür. Ailesi batı yönelimlidir. Babasının geniş bir kütüphanesi var. Evde Thomas Mann, Kafka, Dostoyevski, Tolstoy gibi yazarlar okunur. Babaannesi tarih öğretmenidir. Torunlarına daha okula gitmeden okuma yazmayı öğretir. Teyzesi Yapı Kredi ve Doğan Kardeşten çıkan dergileri hediye eder. İstanbul Teknik Üniversitesi terk, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü mezunudur. 23 yaşından bu yana yazarlık yapar. “Kar” romanı Nobel Ödülü alan İlk Türk yazar olmasında etkili olur.

Yabancı yazarlardan Stefan Zweig; küçük yaşlardan itibaren edebiyat alanında eğitim görür. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrenir. Varlıklı bir aileden gelmesi yazın hayatını olumlu yönde etkiler. Eserlerini kolayca bastırır. Çok fazla seyahat eder. Seyahatleri yazınlarına malzeme toplamasında etkilidir. Ünlü insanlarla dostluk kurar ve mektuplaşır. Gorki, Rilke ile tanışır. Thomas Mann, James Joyce, H.G. Wells, Arthur Schnitzler gibi ünlüleri evinde konuk eder. Bunlar üretkenliğine katkıda bulunmuştur.

Tüm zamanların en büyük romancısı Lev Tolstoy’dan söz etmeden olmaz. Aristokrat bir ailede doğar. Kendi çabası ile Fransızcasını ilerletir. Voltaire ve Jean Jacques Rousseau’nun etkisinde kalır. Victor Hugo ile tanışıklığı hem edebi hem siyasi gelişimini şekillendirir. Basit yaşam, şiddetsizlik ve insan sevgisi savunucusudur. Ahlaki ve felsefi düşünceleri Mahatma Gandhi ve Martin Luther’e ilham olmuştur. Halkın içinde bir yaşam sürer. Bunu da eserlerine yansıtır.

Yazarının hayatını bildiğim kitapların, etkisinde daha çok kalırım. Adeta yazarla konuşmuş gibi olurum.

Her kitap yazarının yaşamından izler taşır.

Muazzez TOĞRUL

Devamını Oku

Hayatın Anlamı

Hayatın Anlamı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Her canlı doğar, büyür ve ölür. Evreni diğer canlılarla birlikte paylaşıyoruz. Kuşlar, kediler, köpekler, aslanlar, kaplanlar, zürafalar, filler, karıncalar… Laleler, sümbüller, gelincikler, papatyalar, çam, meşe, ladin…
Bizim diğer canlılardan farkımız olmalı. Çünkü diğer canlılar ölünce geriye hiçbir şey bırakamaz. Dünyada varoluşumuzun nedeni sadece neslimizi devam ettirmek olamaz, olmamalı. Aklımız bizi diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimizdir. O halde bizi diğer canlılardan ayıran işler yapmalıyız.
Ne yapacağız? Sorusunu kendimize soralım.
Doktor musun? En iyi doktor sen ol mesela. Yeni bir ilaç bul, bir tedavi yöntemi keşfet. En azından bir dene, bulmaya azmet.
Öğretmen misin? Bir gencin hayatına dokun, ışık ol, yol göster, yeteneğini ortaya çıkar. Hiçbir şey yapamıyorsan örnek ol. En iyi dil hal dilidir.
Gazeteci misin? Doğru haber yap. Doğru haber yapamıyorsan yalan haber yapma.
İşsiz misin? Kendini geliştir. İş öğren. Gönüllü işler yap. El emeği ürünler yap, satmayı dene. Ne bileyim yap bir şeyler.
Hayatı anlamlı kılmak bizim elimizde. Bizden sonraya kalacak olan ev, araba, dükkan, arsa… elbette olsun, olmasın demiyorum ama geçenlerde kaybettiğimiz ses sanatçısı Yavuz Top “Yeme Yeme” türküsünde ne diyordu:
Hepsini bitirecekler
“Az bırakmış”, diyecekler.
Demem o ki kalıcı eserler bırakmalı. Yavuz Top öldü ama türkü sözleri yaşamaya devam ediyor. Herkes kitap yazamaz, türkü söyleyemez, şiir yazamaz ama hayat bunları okuyup dinleyerek anlamlı hale getirilebilir.
Bir zamanlar dünyaya hakim olmuş güçler şimdi yoklar. Sezen Aksu’nun şarkı sözlerini hepimiz biliriz:
“Dünya ne sana ne de bana kalmaz.
Sultan Süleyman’a kalmadı”
Peki geçmişten günümüze neler kalmış? Yüzyıllar önce yazılmış Cervantes’in “Don Kişot” romanı kalmış. Ömer Hayyam’ın rubaileri kalmış. Yunus Emre’nin şiirleri kalmış…
Edison’un icat ettiği ampulü hala kullanıyoruz. Tekerleği ve yazıyı icat eden uygarlık Sümerlerdir. Şahıslar ve uygarlıklar artık yok ama buluşları var ve var olmaya devam edecek.
Gündelik yaşamın sıkıcılığından kurtulmanın yolu, hayatı anlamlandırmaktan geçiyor.
Çalışmalı, üretmeli, düşünmeli, okumalı, paylaşmalı, araştırmalı… Zamanın, yaşamın kıymetini bilmeli boşuna yaşamamalıdır. Mutlu yaşamanın sırrı budur.
Muazzez TOĞRUL

Devamını Oku

İletişim Üzerine

İletişim Üzerine
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İletişim iki insan arasında karşılıklı mesaj alışverişidir. Düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkalarına bildirilmesidir.

İletişim; konuşarak, dinleyerek, izleyerek, yazarak gerçekleştirilir. En sağlıklı olanı beden dilini, katarak yüz yüze gerçekleştirilendir.

Araştırmalara baktığımız zaman iletişimin; yüzde onu kelimelerle, yüzde otuzu ses tonuyla ve söyleyiş biçimiyle, yüzde altmışı ise beden diliyle gerçekleştirilir.

Beden dili iletişimde en etkili yol. Beden dilinin yanı sıra, vurgu ve tonlamaya dikkat ederek, doğru sözcükleri seçtiğimizde mesajı karşı tarafa etkili biçimde iletmiş oluruz.

Türk Dil Kurumu kayıtlarına göre Türkçe’nin toplam kelime sayısı, yüz binin üzerindedir. Ama Türk halkı günlük dört yüz kelime ile konuyormuş. Çok az değil mi?

Kelime haznesi dört yüz olan ile sekiz yüz olanın iletişimi elbette aynı olmaz.

Kelime haznemiz okuma ile doğru orantılıdır. Ne kadar çok okursak, o kadar çok kelime biliriz. Okumanın faydası her alanda var.

Kullandığımız kelime sayısı arttıkça, insanların birbirleri ile anlaşması kolaylaşır.

Atalarımız ne demiş “Körler sağırlar birbirlerini ağırlar.” Bilgi azaldıkça boş muhabbet döner durur.

Bence bizim halkımız dinlemeyi de beceremiyor. Anlamak için iyi bir dinleyici olmak gerekir. Anlayıp, dinlemeden konuşunca, bu sefer ortaya yanlış anlamalar çıkıyor. Sonuç iletişim kazaları; küsenler, kendini yalnızlığa mahkum edenler…

İletişim kuramadık, iletişimimiz yoktu, iletişimimiz eksikti, iletişimimiz koptu… anlaşamayan karı kocaların, arkadaş, eş dost, akraba ve aile bireylerinin en çok kullandığı sebeplerdir.

Sorun bellidir. Ama çözüme gidilmez. Herkes karşıdan bekler. En büyük hata da konuşmadan, dinlemeden yakın çevremiz bizi anlasın diye bekleriz. Oysa ki bu beklenti boştur. Derdini söylemeyen derman bulamaz. Bizler kendimizi ifade etmezsek, karşı taraf bizi nasıl anlasın? Kafamızdan geçenleri gösteren bir konuşma balonuyla gezmiyoruz. Elbette açık açık söylemeliyiz; beklentimizi, isteğimizi, duygumuzu, düşüncemizi… Yoksa nasıl anlaşılabiliriz?

Bir de işin şu boyutu var; biz anlatmak istiyoruz ama karşımızdaki kişi bizi anlamak istiyor mu?  Elbette iletişimin karşılıklı olanı makbuldür.

Şairler az sözle çok şey anlatır. Aynı şiir her okuyanda başka anlamlar bırakır. Günlük hayatta usta birer şair olmadığımıza göre daha çok sözcük kullanmalıyız. Hatta eğitim bile alınabilir. Neden olmasın kendimizi ne kadar güzel ifade edersek o kadar kolay anlaşılabiliriz.

Başa dönecek olursak iletişimde en büyük pay beden diline ayrılmıştı. Bilgimiz arttıkça beden dilimizi doğru kullanacağımızı düşünüyorum.

Bilgi bilgi bilgi. En büyük güç bilgidir.

Muazzez Toğrul

 

Devamını Oku

PEMBE HANIM “PİNKO”

PEMBE HANIM “PİNKO”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kızılcık şerbeti dizisi, üç yıldır yayında olduğu için hemen herkesin dizideki karakterleri tanıdığını düşünüyorum. Diziyi düzenli izlemeseniz bile sosyal medyadan, aşinasınızdır.
Pembe hanım, namıdiğer Pinko dizinin ana karakterlerinden. Son iki bölümde Pinko rüzgarı esti. Dizideki kocası Apo, Pinko’yu ikinci defadır aldatıyor. Pinko kocasına sarmak yerine hemcinsine sardı.
Ortada bir aldatma varsa bu iki taraflıdır. Kadın suçlu, erkek masum mu? Yalnız Pinko bu sefer kocası Apo’ya okkalı bir tokat attı. Seyircinin “Yağları erimiştir” diye düşünüyorum. Pinko kocasına tokat attı atmasına ama sonrasında yine hemcinsine saldırdı.
Pinko, kocasının kendisini aldattığı; Işıl, karakterine yapmadığını bırakmadı. Ağza alınmayacak hakaretler etti. Saçından tutup yerlerde sürükledi. Apo tüm bunları sadece izledi.
Pinko kocası eve dönsün diye yalandan hastalandı. Nispet olsun diye doğum günü partisi düzenledi. Işıl boş durmayıp intikam planı yaptı. Ve sanırım Işıl onu zehirledi devamını haftaya izleyeceğiz.
Diziyi gerçek hayatla karşılaştıracak olursak; erkek egemen toplumda yaşadığımız için hemen hemen aynısı oluyor. Erkektir elinin kiridir mantığı hakimdir. Kadın her seferinde kocasını affeder. Diğer kadın suçlanır.
Günümüzde kadınlar ekonomik özgürlüğünü kazandığı için evlilik ve ilişkiler aldatma yüzünden bitebiliyor. Artık kadın her şeyi sineye çekmiyor.
Aldatma, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet, hakaret, mobbing… varsa evliliği sürdürmek neden? Toplumumuz, aşılamayan sorunlara rağmen ısrarla evliliğini sürdürür. Tabi ki kimse boşanmak için evlenmez. Aşk, sevgi, mutluluk, huzur, dayanışma için evlenilir. Bunlar eksikse uzatmak neden?
Ekonomik kayıp yaşamamak, yalnız kalmamak, çocuk, aileler, toplum daha birçok sebepten evliliği zoraki sürdüren insanları anlayamıyorum. Aynı evin içinde başka başka hayatlar yaşamaktansa, dürüstçe yolları ayırmak en doğrusu. Pinko gibi inatlaşmaya, hırsa ne gerek var. Olmuyorsa olmuyordur.
Sevginin, saygının bittiği, aldatma, kavganın olduğu bir evde sağlıklı çocuk yetiştirilemez. Her gün acı çekmektense bir kere acı çeker hayatına devam edersin. Mutsuz bir evliliği sürdürmek, boşanmaktan daha zordur.
Bizim toplumumuz boşanmayı da beceremiyor. İlla son noktaya gelinecek. İlla yüz yüze bakılamayacak duruma gelinecek. Ondan sonra evlilikler bitiyor. Bir de maalesef çocuktan da boşanılıyor. Halbuki karı kocalık bitse bile anne baba olmak, devam eder.
Boşanmak isteyen kadınlar çok acıdır ki hayatlarından olabiliyor. Bir ilişki bir evlilik iki tarafın isteği ile devam eder. Tek taraflı hiçbir evlilik, ilişki yürümez. Yürüse de mutlu olunmaz.
Topluma sağlıklı bireyler yetiştire bilecekseniz evlenin. Baktınız olmuyor zorlamayın.
Atalarımız ne güzel demiş “Zorla güzellik olmaz”

Muazzez Toğrul

Devamını Oku