26 Haziran 2024 Çarşamba
Uzakta bir köy vardı; o köy benim köyüm diyebildin mi? Eğer kaldıysa köyün!
Gurbette geçmişine dalıyor düşünen insan ,özlem doluyor Doğduğu o yerin sadece bir toprak parçası ve duvarları kerpiç evden ibaret değildir, orası doğduğun yerdir.
Harabeye dönmüş binalar, sokağından çocuk sesi duyulmayan hayallerinin geride kaldığı bir yerdir köyün unutma. Gözünü açtığın,ilk ağladığın ınga dediğin,emeklediğin lastik keliklerle arabacılık oynadığın,çocukluğunun geçtiği, atalarının mezarının bulunduğu ,geride kalan anıların Baban, Annen , yavuklunu bıraktığın yerdir köyün.
Yıllardır içimde var olan sıkıntı beni çocukluğumun geçtiği şimdiki o sokaklara derelerinde çimdiğin koyun kuzu güttüğüm yaylalara, oraklarla elin çıkarana kadar geride kalmamak için otuz otuz beş derecede verdiğim mücadele ederek derdiğim ekinlere, öküz ile sabanla kaldırdığım harman, Üç ardıçtan seyrettiğim köyüm, Avdan’dan, Purçu’dan eşek sırtında getirdiğim odunlar. Aynı tencereden bulgur pilavı yerken kaşıkların çıkardığı sesleri, koyun otlatırken yemek için dibekte dövdüğümüz cevizli şekerli kepek ,okuldan arata kalan hafta sonları sabahın köründe kalkıp iki mayalı ekmek ile soğanlı peynirli sıkma sıkıp koyun otlatmak ,say kayaların çanak olmuş kısmına biriken kar suyu içerek susuzluğu gidermek, sıkmaları kara çalılarda ısıtarak sanki muazzam bir sofrada oturuyormuş gibi iştahla yemek.en büyük haz her çoban gibi koyunları iyi otlattığı zaman duyduğu haz, guzine sobada pişirdiğim tuzlu ve bibere batırarak yediğim gümpir kebabı, Kayadibinden başlayıp goyakta sona eren olta atmaları, akşamları birkaç arkadaş sohbetler ederken aklımıza gelen hinlik bahçe aralarına dalarak emek verenleri düşünmeden çücük arıklarını talan etmeler,en iyi kaysı ağaçlarını öğrendikten sonra hiç acımadan dallarını kırarak kaysı koparmalar,kırları çiçekleri özlemek ,babandan dayak yediğin zaman köyün en yüksek tepesine çıkarak isyanını haykırmak ,veya bildiğin her şarkıdan birer mısra haykırarak söylemek.
Köyün ağlıyor arkandan;doğduğunuz yer burası dönüp gelin çocukluk anılarınıza, ne isterseniz vereyim yeter ki dönüp gelin. Köyün hali dört mevsim, hep sonbahar… Ne gelen var ne giden, kuşlar uçmuyor pamuk tarlası bulutlar bile gelmiyor artık. Kurmuş dal gibiyim ha kırıldım ha kırılacak. Unutma ki anıların senin varlığın;Benim varlığımla yaşayacak .Doğduğun yerdeki havaya,ağaçlara,toprağa ıssız kalmış sokaklara vefa borcun ,can borcun var,
Dönüp bakmaz isen köyüne öldüğünde üstüne toprak atacak köylün ve seni örtecek toprak kalmayacak.
.NEVDET ORTAUĞURLU