h Dolar 32,5995 % 0.34
h Euro 34,8254 % 0.34
h Çeyrek Altın 4.277,00 %0,69
h BIST100 9.693,46 %1,77
a İmsak Vakti 02:00
Karaman 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KARAMAN HABER
KARAMAN HABER
KaraMANZARA

KaraMANZARA

26 Aralık 2021 Pazar

Karaman’da Yeşildere ile Sudurağı’nın su kavgası

Karaman’da Yeşildere ile Sudurağı’nın su kavgası
2

BEĞENDİM

ABONE OL

İbrala Tarihinden Farklı Bir Kesit: Sudurağı Köyü ile Su Anlaşmazlığı

İbrala ve Sudurağı (Sıdırva) köyleri arasında meydana gelen bazı olaylar bundan yaklaşık 170 sene önce -özellikle suyun önemi açısından- bölgedeki insan ilişkilerine dair bir takım ilginç bilgiler vermektedir. Bilindiği üzere su, yaşamın başlangıcından beri dünyanın biyolojik yapısı ve özelde insan hayatının sürekliliği noktasında en önemli maddelerden birisidir.

Dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkmış olan toplulukların yerleşim için seçtiği alanlar özellikle suyun bol ve kullanıma müsait olduğu bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bu durum göz önüne alındığında suyun ilk uygarlıkların ortaya çıkışında çok önemli bir rol oynadığı da anlaşılabilmektedir. İlk kentler Güney Mezopotamya’da kurulmuş, yani binlerce bireyin bir düzen ve karmaşa içerisinde yaşamaya başladığı ilk kentler, kaynaklar ile bu kaynakların sınırlarının belirgin olduğu bir bölgede ortaya çıkmıştır. Bu nedenle su kontrolünün tarihi, kültür tarihinin en önemli etmenlerinden birisi olup, bu madde halen Orta Doğu’da, yani ilk kentlerin doğduğu bu topraklarda kültürleri, toplulukları ve tarihleri etrafında şekillendirmeye devam etmektedir.

İbrala ve Sudurağı köyleri arasındaki anlaşmazlığa geçmeden önce Osmanlı Devleti köylerinde ve günümüzde meydana gelen benzer vakalardan bir kaçını hatırlatmak faydalı olacaktır. Örneğin 1892 yılına ait bazı kayıtlara göre Cebel Sancağı’na bağlı Ayin köyünde bir düğünden dolayı ahali arasında kavga çıkınca merkezden elli kişilik bir müfreze gönderilmiştir. Bundan iki sene sonrasına ait kayıtlar ise Yozgat’ın Terzili köyünde köy bekçileri ile hayvan sahipleri arasında çıkan kavgaya Yenisu köyü ahalisinin de karışması üzerine bölgeye bir süvari müfrezesinin gönderildiğini haber vermektedir. Yakın dönemde özellikle su dolayısıyla çıkan kavgalara da örnekler verilebilir. 2016’da Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinde, mahallelerinden ilçe merkezine su alınmasına karşı çıkan vatandaşlarla jandarma arasında gerginlik çıkmış, bu olaylarda 4 asker ile bir kişi yaralanmıştır. Şanlıurfa’nın ise tarla ve su paylaşım kavgaları nedeniyle her bahar “Kanlı” Urfa…” haline gelip cinayetlerin kan davaları

na dönüşme potansiyelinin yüksek olduğu kısa süre önce ifade edilmiştir. Birbirinden çok farklı zamanlarda meydana gelen bu olaylar suyun öneminin sürekliliğe de işaret etmektedir.
Görülen o ki Karaman’da bir akarsu tarafından oluşturulan ve beslenen bir vadi içinde ve etrafında yer alan küçük yerleşimlerde de suyun kontrolü önemli bir mesele idi. Fakat henüz 1654 yılının yaz dönemine ait olan bir Osmanlı arşivi belgesinden, 19. yüzyılda İbrala ile Sudurağı köyleri arasında meydana gelen kavgadan çok önceleri, yani asıl meselemizden iki yüz sene önce bu iki köye mensup şahıslar arasında kavga çıktığı tespit edilmektedir. Buna göre Sudurağı köyünden Mehmed, Sevindik ve Eyüb isimli şahıslar İbrala köyünden Hızır, kardeşi İlyas ve Şarlıoğlu ismindeki şahısların kendilerini kılıç ile yaraladıklarını söyleyip şikâyette bulunmuşlardır. Çok sonraları Hicri 9 Rebiû’l-evvel 1270 / Miladi 10 Aralık 1853 tarihine gelindiğinde ise Osmanlı Arşivde yer alan bir belgeye göre bu sene Sudurağı ile İbrala köyü ahalileri arasında su meselesinden dolayı büyük bir kavga meydana gelmiştir.

Kavgada taraflar birbirlerine taş, büyük bıçaklar, kılıçlar ve sopalar ile saldırmışlardır. Bunun sonucunda baş, alın, göz, omuz, kol, bilek, parmak, kulak gibi vücudunun çeşitli yerlerinden yaralananlar, dişleri kırılanlar ve hatta ölenler olmuştur. Meclis-i Vâlâ’dan Sadaret’e gönderilen belgede olayı Konya valisi ve meclisinin bir tahrirat ile Meclis-i Vâlâ’ya bildirdikleri anlaşılmaktadır. Buna göre Konya Sancağı’na bağlı Lârende kazasının köylerinden olan İbrala köyü ile Karapınar kazasına bağlı Sıdırva (Sudurağı) köyleri halkı arasında “su maddesinden” dolayı çıkan kavgada her iki taraftan da darp edilen ve yaralananlar olmuştur. Yaralanmalara dair bazı ayrıntılara girilirken Sıdırva köyü halkından Seyyid Aziz, İbrala’dan Seyyid İbrahim’in haksız yere taş ile ağzına vurup dört dişini çıkarmış olduğundan kendisine bin kuruş ceza kesilmiştir. Bundan başka Osman bin Abdurrahman, Demirci Seyyid Ömer’in bel ve sol bacağını yaraladığından iki bin beş yüz kuruş ceza almıştır. Yine İsmail büyük bir bıçağın arka kısmıyla Süleyman’ın başına ve diğer bazı bölgelerine vurmakla onu yaralamıştır. Osman, Ali’yi bıçak ile alnından, Humây-oğlu Ali ve diğer bir Ali’yi bıçak ile bileğinden yaralamıştır. Yine Seyyid Mehmed bıçak ile parmağından, İbralalı Abid bin Seyyid Mûsâ kılıçla kulağından yaralanmıştır.
Göz, omuz, baş gibi bölgelerden yaralanmalarda benzeri örnekleri çoğaltmak mümkündür. Olayın bu şekilde gözden geçirilmesinden sonra ceza alan şahısların belirtilen bedelleri ödemesi şartıyla sulh edilmiştir. Ayrıca adı geçenlere altışar ay pranga cezası verilmiştir. Fakat kavgaya karışan şahıslardan Abdülkadir isimli köylü, bir kişiyi öldürdüğü için bu hususa dair ayrı bir ilam düzenlenmiştir. Belgenin sonunda Meclis-i Vâlâ üyelerine ait 12 adet mühür bulunmaktadır.
Bu kayıtlar suyun köy insanı açısından ne derece önemli olduğuna en mühim delillerden birisini teşkil etmektedir. Ayrıca İbrala ve Sudurağı köylerinin tarihin belli dönemlerinde farklı sebeplerle karşı karşıya geldikleri ve bazı dönemlerde yaşamın devamı için gerekli olan maddeler üzerinde hak iddia ettikleri açıkça görülmektedir. Belki de meseleleri kavga ve güç yetirme ile halletmenin daha anlaşılabilir olduğu önceki devirlerde İbrala tarihinden bir sayfayı bu şekilde kısaca hatırlamak bu dönem yaşamına dair düşüncelere bir ekleme yapabilecektir.

Arşiv Kaynakları:
BOA. DH. ŞFR. 194 – 68, 1.
BOA. MKT. 76 / 45.
BOA. Y..MTV. 67 – 75a, 1.
KŞS. 280: 4.
Diğer Kaynaklar
Osmanlı Arşiv Belgelerinde Sultaniye-i Karapınar, Editörler: Cengiz Eroğlu, Murat Babuçoğlu, Fuat Tigin, Ankara 2013.
https://arkeofili.com/mezopotamya-ve-levantta-suyun-tarihi-ve-susuzluk/; Yazar: Tolunay Bayram, 5 Eylül 2017.
https://www.cnnturk.com/turkiye/kahramanmarasta-su-gerginligi-4-yarali, 15.07.2016.
https://www.indyturk.com/node/381516/haber/tarla-ve-su-payla%C5%9F%C4%B1m-kavgalar%C4%B1-nedeniyle-%C5%9Fanl%C4%B1urfa-oluyor-her-bahar-kanl%C4%B1-urfa%E2%80%A6, Perşembe 1 Temmuz 2021, 12.15, Yazar: Ali Kemal Erdem.

 

Devamını Oku

Karaman’da bu sokağı alan seçimi kazanır! Anket içerir

Karaman’da bu sokağı alan seçimi kazanır! Anket içerir
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Karaman’da bu sokağı alan seçimi alır başlığıyla yazdığımız yazıda Karaman’ın en hareketli sokağı olan kırık kalpler sokağında ki gelişmeleri sizlere aktaracağız. Sizlerde bu konudaki düşüncenizi aşağıda yorum alanına yazarak etkileşimde bulunabilirsiniz. Ayrıca haber içeriğine iki tane online anket koyduk. Bakalım ne sonuç ortaya çıkacak merak ediyoruz.

Hazırsak eğer Karaman Merkez kırık kalpler sokağında seyahatimize ve bu sokaktaki siyasi değerlendirmelere birlikte bakmak isteriz. Karaman’da böyle sokak mı var diyecekseniz.  Sadece Karaman’da değil her ilde, ilçede hatta köyde bulunan bu sokakta siyaset en hararetli gündem maddelerinin başında yer alıyor.

Karaman’daki bütün siyasi partilerde değişen yönetimler, aday adayları, adaylar gibi  o mahalleye gelenler arzu ettikleri sonucu alamayınca veya bayrağı devretmek durumunda kaldıklarında kırık kalpler sokağına hızlı bir giriş yapıyorlar. Kimisi bunu hiç umursamadan yaşamına devam ederken, kimisi de yaşadıklarının sorumlusu olarak gördüğü kişilere karşı içten içe bir kırgınlık hatta kızgınlık yaşamakta.

Siyasi partiler vefa programları ve ziyaretler ile bunu ortadan kaldırma, bu sokakta kendi mensuplarının sayısını azaltma gayretinde olsalar da gerek konuşmalara gerekse sosyal medya paylaşımlarına baktığımızda bu sokakta yaşamaya devam ettiklerini görebiliyoruz.

Bir kesime göre 2023 haziranda bir kesime göre de önümüzdeki 2022 yılında seçim görünüyor. Karaman’da kalabalık bir nüfusun bulunduğu kırık kalpler sokağında oylarını arttıranlar seçimi kazanır gibi görünüyor.

Ayrıca şunu da göz ardı etmemek lazım.  Yeni kurulan partiler Karaman’da sahada oldukça etkin gibi. Bir dip dalga olur mu? Bir ANAP bir AK parti gibi yeni kurulup yakaladığı dip dalga ile seçimi açık ara kazanan partiler Türkiye ve Karaman siyasetinde biliniyor.  Yeni partiler bunu başarabilir mi? Halkta karşılığı var mı ? Bunu bize zaman gösterecek.

Aşağıda bir anket koyduk. Siz ne düşünüyorsunuz? Karaman’da partisinin mevcut yönetimine veya yaşadıklarına dayanarak kırık kalpler sokağına taşınanlar partine oy verir mi ?Sonuçları birlikte değerlendiririz.

[poll id=”26″]

Karaman’da bir diğer belirleyici unsur ise gençler. Gerek anketlere, gerek sokakta konuşulanlara gerekse sosyal medyaya baktığımızda gençler siyasete çok uzak. Sürekli bu kesime ulaşmak için çalışmalar yapılsa da pek karşılık bulduğu söylenemez. Sosyal medyada dolaşan sokak röportajlarına baktığımıza ise gençler çok tepkili. Önümüzdeki süreçte yürütülecek çalışmalar ile u kesime ulaşabilen, gönlüne giren Karaman’da ipi göğüsler gibi geliyor.

Gençlerimize aşağıda sormak istiyoruz siyasete nasıl bakıyorsunuz. Siyasilere de ışık tutacak bu anketin  sonuçlarını daha sonra  birlikte değerlendiririz. Aşağıda size en uygun seçeneği seçiniz.

[poll id=”27″]

Yazımızın sonuna gelirken önce korona sonra ekonomi derken yoğun bir gündem içerisinde oradan oraya savruluyoruz. 2022 yılında gündem ne olur?  Bizi neler bekler bilemeyiz. Ancak tek dileğimiz ülkemizin birlikteliği, huzuru ve sağlığının yerinde olması gerisi teferruat.

Sağlıcakla kalın.
KaraMANZARA
ibrala.com

Devamını Oku

Karaman’ın son kalesi düştü! Vefa mı o da ne?

Karaman’ın son kalesi düştü! Vefa mı o da ne?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Karaman'ın son kalesi düştü! Vefa mı o da ne?
Merhaba sevgili okurlarımız “Karamanzara” köşemizde bundan böyle Karaman Gündemini sizlerle birlikte değerlendirme gayretinde olacağız.
Yoğun bir gündemin içerisinde ilk yazımızın başlığı “Karaman’ın son kalesi de düştü” oldu. Bu başlığı atma nedenimiz Hazine ve Maliye Bakanı Karamanlı hemşehrimiz Lütfi Elvan’ın görevinden ayrılmış olması.

Sizi zamanda kısa da olsa bir yolculuğa çıkaralım. Hafızamızı tzeleyelim.
Karaman’ın il olduğu 1989 yılına sizleri götürmek istiyorum. Dönemin ANAP Genel başkan Yardımcısı, ANAP MKYK Üyesi olan Hemşehrimiz Işın Çelebi Karaman’ın il olması için büyük gayret sarf etmiş, Konya lobisi ve Milletvekilleri ile mücadele etmiş ve başarılı olarak Karaman’ın il olmasında en büyük pay sahibi olmuştu. O yıllarda Karaman’a hayırlı olsuna gelen Turgut Özal’ı mahşeri bir kalabalık karşılamıştı.

Ermenekli genç bir öğretmenken bürokrasi de hızla yükselmiş 1995 ve 1999 tarihlerinde yapılan Milletvekilliği Genel Seçimlerinde Demokratik Sol Parti’den (DSP) Karaman Milletvekili olarak Meclise girdi.
Bülent Ecevit’in Başbakanlığında kurulan 57. Hükümette , Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürüttü.
Karamanlıların Fikret abisi oldu. Her görüşten Karamanlının sevgisini kazanarak bir çok yatırım ve hizmetin Karaman’a gelmesini sağladı.

Bir anısında “dönemin Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’i düşünürken gördüm hayırdır ne düşünüyorsun dediğimde Türkiye’ye 2 tane bilgisayar lisesi yapacağız birini seçim bölgeme yapacağım diğerini nereye yapsak diye düşünüyorum dedi. Ben de Karaman’a yapalım Karaman’ın çocukları zekidir. Yüzünüzü kara çıkarmaz dedim. “ Böylelikle şu anki adı Temizel-Ünlü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Karaman’a kazandırıldı. Bunun gibi çok sayıda yatırım bu sayede Karaman’a ve ilçelerine kazandırıldı.

Yıllar yılları kovaladı AK Parti’nin kurucularından olan Nimet Baş hemşehrimiz 2 Haziran 2005 tarihinden itibaren 59. Hükümette Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yaptı. Her ne kadar İstanbul Milletvekili olsa da memleketi olan Karaman’ı ihmal etmeyerek desteğini hissettirmiş ve sık sık hemşerileriyle bir arada olmuştu. 60. Hükümetteki değişiklikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı oldu. Her iki bakanlığı dahil, toplam altı yıl bakanlık yaparak Cumhuriyet tarihinin en uzun süre görev yapan kadın bakanı oldu.
Aynı dönemde Karaman adeta Hükûmette altın çağını yaşadı. Kabine de iki Karamanlı Bakan vardı. Nimet Baş ile birlikte Ömer Dinçer Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptı. Sonrasında ise Karamanlı hemşehrisi Nimet Baş’tan Milli Eğitim Bakanlığını devraldı.

Bu süreçlerde Milletvekilliği yapan Lütfi Elvan AK Parti’de emin adımlarla yükselmeye başladı. Ulaştırma Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve son olarakta Hazine ve Maliye Bakanlığı yaptı bugün itibariyle de bu görevinden ayrıldı.

Bu saydığım isimlerden başka de eminiz Karaman’a çok hizmetleri olanlar olmuştur. Onlara da teşekkür ederiz. Ama gelmek istediğim konu VEFA.
Bu saydığım isimler görevleri başındayken görüşebilmek, derdini sıkıntısını iletebilmek için adeta çırpınan biz Karamanlılar görevden ayrılınca ismine kalem batırmadık.
Bir örnek vermek gerekirse Ahmet Davutoğlu AK Parti’den ayrıldığı dönemde kendisine yakınlığı ile bilinen Lütfi Elvan’ı yere göğe sığdıramayanlar bırakın kendisine yakın durmayı Lütfi beyin L’sini demeye çekindiler ne zaman ki tekrar kabinede görev aldı methiyeler kaldığı yerden devam etti.

Hiçbir parti gözetmeksizin Karaman için taş üstüne taş koyandan, bir hemşehrisinin derdine ortak olup çözenden Allah razı olsun.

Bu isimleri hep öğecek değiliz biraz da eleştirelim. Türkiye’nin en önemli görevlerinde hemşerilerimiz bulundu. Adete suyun başındaydılar. Ve sel gitti kum kalmadı. Ne demek istedin şimdi diyeceksiniz. Bu görevleri ifa ederken altlarında ki bürokrasiye keşke Karamanı hemşerilerimizden liyakati olanları getirselerdi. 250 bin kişilik şehirde eminiz bu yeterlilikte olanlar vardır.
Tabi bunu öncelikle yereldeki siyasilerin düşünmesi lazım. “Bakan hemşehrimiz ancak bu görevi bırakınca benim memleketin sıkıntılarını iletecek bir hemşehrim olsun burada” düşüncesiyle hareket edilseydi bundan Karaman’da Karamanlılarda çok istifade ederdi.

Yazımızın sonuna gelirken bir temenni ile bitirmek isteriz. Umarız bundan sonra kurulacak hükümetlerde de Karamanlı Bakanlarımız olur. Hiç görüşmesekte, hiçbir talebimiz olmasa da Karamanlı Bakan denmesi bile insanı mutlu etmeye yetiyordu.

Düşüncenizi aşağıdaki alana yorum olarak yazarsanız minnettar kalırım.
Bir daha ki yazımızda görüşmek dilek ve duasıyla sağlıcakla kalın… Allaha emanet olun.

Kara MANZARA
ibrala.com

Devamını Oku